Prof. Dr. İbrahim Öztek
Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
(Sivil Toplum Örgütleri ve Düzenleme Kurulu Adına)
10 NİSAN 1919
100. YILINDA MİLLİ ŞEHİDİMİZ KAYMAKAM KEMAL BEY
KAYMAKAM KEMAL BEYİN İDAM KARARI,
ŞAHSINDA TÜRK MİLLETİ VE DEVLETİNİN İDAM KARARIDIR
FAKAT ONUN ŞEHADETİ, ONU DEĞİL, ONA KAST EDENLERİ BOĞMUŞ VE YOK ETMİŞTİR
1915 yılında Azerbaycan’da ve Doğu Anadolu’da Ermenilerin yaptığı soykırım nedeni ile Osmanlı devleti 24 Nisan günü bir kanun çıkararak, Anadolu’nun birçok yerinde erkeği savaşa gitmiş, erkeksiz kalan köylerimizde ve şehirlerimizde insanlarımızı katletmiş, samanlıklara, camilere doldurarak diri diri yakmış milyonla insanımızın canını almıştır.
En önemlisi, cepheye giden silah ve mühimmatı engellemişler, silahları ele geçirmişlerdir.
Bunların başında da genellikle Osmanlı Devletinin Ermeni milletvekilleri yer almıştır.
Bu hainler, kanun gereği toplanmış, bulundukları bölgelerden Osmanlı İmparatorluğunun bir başka bölgesi olan Suriye’ye göç ettirilmiştir.
Bu göç sırasında Ermenilerin tüm ihtiyaçları karşılanmış, belirli istasyonlarda dinlendirilmiş, yaraları sarılmış ve gittikleri yerlerde ekecekleri buğdayına kadar her ihtiyaçları yanlarına verilmiştir.
1919 yılında müttefikler İstanbul’u işgal ettiğinde, kana susamış Ermeniler işgal kuvvetlerini kandırarak, bütün bu mecburi göç olayından Kaymakam Kemal Beyi sorumlu tutmuşlar ve Nemrut Mustafa Paşa mahkemesinde yargılanmasını sağlayarak idam ettirmişlerdir.
Bu kahraman vatan evladı; “Beni haksız yere idam ediyorlar, ben masum bir devlet memuruyum, tek suçum bana verilen görevi yerine getirmek olmuştur. Kimsenin de burnunun kanamasına sebep olmadım. Adalet buna diyorlarsa kahrolsun adalet. Ben şimdi cephede düşman üzerine giden bir nefer gibi şehadet şerbetini içmeye gidiyorum. Çocuklarımı yüce Türk milletine emanet ediyorum. Allah vatana millete zeval vermesin. Fertler ölür, millet yaşar. Yaşasın Türk milleti” demiştir.
Kaymakam Kemal beyin cenazesi hazin bir törenle Beyazıt meydanından Kadıköy’e getirildi ve Kuşdilindeki mezarlığa konuldu.
Kaymakam Kemal bey milli bir şehit, kurtuluş savaşımızın alevlenmesinde milli bir kıvılcımdır.
Onun şehadetinin ve bağımsızlığa giden yolda kurtuluş savaşımızın ilk adımlarının atıldığı 100. yılı yaşarken, bu milletin mahkûm edilemeyeceği, yok edilemeyeceği, ilk insanlık tarihinde var olduğu gibi, son insanlık tarihine kadar var olacağı Türk’ün genetik yazılımlarında ortaya konmuştur.
Bundan sonra da asla şüphemiz yoktur ki, Türklüğün büyük medeni özellikleri ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki gelişimi ile de Türkiye Cumhuriyeti devletinin ufuklarında yepyeni bir güneş gibi doğacak ve dünyamızı sonsuza dek aydınlatacaktır.
Ülkemizi ve İstanbul’u işgal eden mağrur emperyal devletlerin mağrur komutanları ülkemizin şanlı sancağını selamlayarak, geldikleri gibi gitmişlerdir.
Kaymakam Kemal ve benzeri birçok masum vatan evladının canına kıyılmışsa da, fertler ölür millet yaşar.
Bir Kaymakam Kemal ölür bin Kaymakam Kemaller doğar.
Büyük Atatürk, 14 Ekim 1922 de TBMM’nde çıkmasını sağladığı özel bir kanunla Kaymakam Kemal Beyi milli şehit ilan etti.
Anadolu’da ve Azerbaycan’da bunca katliamlar yapan, İki milyon Türk’e soykırım uygulayan, hele hele daha 27 yıl önce Azerbaycan’da Bakü’de, Karabağ’da, Hocalı’da yavrucaklarımızın diri diri derilerini yüzen bu hainler, şimdi yaklaşan 24 Nisan günü Ermenistan’dan, Fransa’dan, Amerika’dan İstanbul’a gelecekler. Taksimde, Beyoğlu’nda mumlar dikecekler, resimler asacaklar, ağıtlar yakacaklar, milletimizin gözünün içine baka baka Türkler bir buçuk milyon Ermeni’yi, beş yüz bin Pontusluyu, yedi yüz elli bin Asuri, Keldani ve Süryani’yi katletti diye kıyametleri koparacaklar, ceddimize küfredecekler ve sonra ellerini kollarını sallaya sallaya ülkelerine döneceklerdir. Yöneticilerimizden rica ediyorum, bunların kimlikleri bellidir.
Bunları lütfen sınırlarımızdan içeri sokmayalım ve milletimizin huzurunu kaçırtmayalım.
Türkler Ermenileri bin yıl baktı. Ermeniler her şeylerini Türk’e borçludur.
Bugün bile onları ayakta tutan ve asimilasyondan kurtaran tek şey, Türk düşmanlığıdır.
Ayrıca Türkiye’de kaçak işçi olarak çalışan ve Türk çocuklarına dadılık yapan Ermeni hanımlar, Ermenistan ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.
Kaymakam kemal bey, Ermeni soykırımına uğramış iki milyon Türk’ten yalnız birisidir. Bir kaymakam Kemal bey ölür, bin kaymakam kemal bey doğar. Kaymakam kemal bey ve tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Remzi Özmen; Suçlamalar ve şehit edilmesi
Doç. Dr. Hanefi Bostan; Doğu Anadolu'da Ermeni ihanetleri ve tehcir
Em. Tümg. Cumhur Evcil; Ermeni silahlı kuvvetleri ve Doğu cephesi
Op. Dr. Altınok Öz; Ermeni ihanetlerinin günümüze yansımaları
Prof. Dr. Mustafa Erkal; Ermeni ihanetlerinin siyasi boyutları
İBRAHİM ÖZTEK’İN KONUŞMASINDAN SONRA SÖZ ALAN DİĞER KONUŞMACILAR
Remzi Özmen; İstanbul Türkiye Kamu-Sen Başkanı, Suçlamalar ve şehit edilmesi
Doç. Dr. Hanefi Bostan; Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Doğu Anadolu'da Ermeni ihanetleri ve tehcir
Em. Tümg. Cumhur Evcil; Kıbrıs Gazisi, Ermeni silahlı kuvvetleri ve Doğu cephesi
Op. Dr. Altınok Öz; Kartal Eski Belediye Başkanı, Ermeni ihanetlerinin günümüze yansımaları
Gökhan Yüksel; Kartal Yeni Belediye Başkanı, son görüşler
Prof. Dr. Mustafa Erkal; Aydınlar Ocağı Genel Başkanı, Ermeni ihanetlerinin siyasi boyutları
Vedat Özbaş; Din adamı, Kur’an ve dualar