3 Aralık Dünya Engelliler Günü

Arşiv Haberler - 02-02-2020 00:00


ENGELLERİ AŞMAK İÇİN HEP BİRLİKTE
Onlar her biri birbirinden özel çocuklar… En önemli ihtiyaçları ise ön yargısız bir yaklaşım ve toplumsal farkındalık. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle Yağmur Çocuklar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği, zihinsel-bedensel engelli çocuklar ve aileleri, dernek gönüllüleri ile siyaset ve cemiyet hayatını ünlü yüzleri Liv Hospital’da bir araya geldi. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti, cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Elif Gönlüm, dünya çapında ödül kazanan ve Microsoft’ta çalışan görme engelli başarılı iş kadını Duygu Kayaman bir araya geldi. Duygu Kayaman azim ve başarı ile geçen hayat hikayesi ile engelli çocuklara örnek oldu. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün ayrı bir öneme sahip olduğunu söyleleyen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan “Merhamat ve empati en önemli şey. Engelli çocuklarımızın, yavrularımızın hepsi hayatımızın bir parçası. Ve bizlerin en önemli görevi de onlar için engelsiz bir yaşam yaratabilmek. Hep birlikte yapmamız gereken hayatı nasıl kolaylaştırabileceğimizi düşünmek ve buna göre çözümler üretmektir. Hepimizin sorumluluğu çok büyük. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var” dedi.
Hayat hikayeleriyle örnek oldular
Pek çok engelli çocuğun, ailelerin ve derneklerin katıldığı etkinlikte çocuklar karşılaştığı engelleri, yaşadığı zorlukları anlatarak toplumu daha duyarlı olmaya davet etti. Liv Hospital’ da gerçekleşen etkinlikte engelleri aşarak tüm topluma örnek olan çocuklar da vardı. Engellerin fizikte değil algıda olduğunu söyleyen Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti “Engellilere karşı daha duyarlı olmalı, onlara sahip çıkmalıyız. Amacımız bir gün değil bir ömür boyu farkındalığa dikkat çekmek ve sosyalleşmelerini, sağlıkla büyüyebilmelerini sağlamak. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu.
Amaç ömür boyu farkındalık
Toplantının sadece bir gün değil bir ömür boyu farkındalığa dikkat çekmek için yapıldığını söyleyen Elif Gönlüm, özellikle engelli çocuklar için sosyalleşmenin ve sosyal kapasiteyi artırmanın çok önemli olduğunu vurguladı. Elif Gönlüm “Çocukların morali kadar ailelerin morali de çok önemli. Kendilerini hem toplumla dayanışma içinde hissetmelerine yardımcı olmayı hem de tedavilerine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Böylece sosyal çevrede kendilerine olan güvenleri daha da artacak. Onları daha güvenli hissettirmek, sosyal kapasitelerini artırmak, onları kaynaştırmak ve kendilerine önemli hissetmeleri için buradayız” dedi.“ENGELLİLERE FARKINDA OLMADAN DA AYRIMCILIK YAPIYORUZ!”
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından düzenlenen Engelli Hakları Konferansı’nda engellilik, engelli hakları ve engellilere yönelik yaklaşımlar ele alındı. Toplantıda “engellilere yardımcı olmak isterken farkında olmadan ayrımcılık da yapılabildiği” görüşü öne çıktı.

İstanbul Aydın Üniversitesi Engelsiz Yaşam Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen konferans, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zafer Utlu’nun açış konuşmasıyla başladı.

TÜRKİYE’DE 8 MİLYONDAN FAZLA ENGELLİ VAR
Türkiye’de 8 milyondan fazla engelli olduğunu, UNESCO verilerine göre gelişmekte olan ülkelerdeki engelli bireylerin yüzde 98’inin okula gidemediğini ifade eden Prof. Dr. Utlu, “İstanbul Aydın Üniversitesi olarak 2012 yılında kurduğumuz Engelsiz Yaşam Araştırma ve Uygulama Merkezi, engelli bireylerimizin tıpkı diğer bireyler gibi yaşama adapte olmaları, yaşamın içinde olmaları yönünde çalışma ve araştırmalarına devam ediyor” diye konuştu.

ENGELLİLER SÖZLEŞMESİ YENİLENİYOR
Daha sonra söz alan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Sosyal Politikalar Uzmanı Erem İlter Su ise engelli haklarının gelişimi hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’ye Türkiye’nin 2009 yılında taraf olduğunu ifade eden Su, “Engellilerin günümüzde bu sözleşmeyle edindikleri hakların yeniden yorumlanması söz konusu. Bu nedenle Birleşmiş Milletler’de bu sözleşmenin yenilenmesi noktasında çalışmalar yapılıyor. Çünkü engelli bireyler kendilerinin yardım nesnesi olarak değil, diğer bireyler gibi birer hukuk öznesi olarak görülmelerini istiyor” dedi.

ENGELLİ TOPLUMA DEĞİL, TOPLUM ENGELLİYE ADAPTE OLMALI
Son olarak kürsüye gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Araştırma-Geliştirme ve Proje Daire Başkanı Tayyar Kuz ise, tarih boyunca engelli bireylere dünya genelinde nasıl bakıldığını ve nasıl davranıldığını özetledi. “Engelli bireylerin hukukuna bugüne kadar ahlaki, tıbbi, sosyal ve insani modellerle incelendi. Nagi modeli de denen insani modelde amaç engellilerin günlük hayatta engelli olmayan bireyler gibi yaşam sürdürebilmesini amaçlar. Bu yaklaşıma göre engelliden topluma adapte olmasını bekleyemeyiz. Toplum engellinin durumuna kendisini adapte etmelidir. Her ne kadar Türkiye’de halen ahlaki yaklaşım bu konuda egemen olsa da çok da yol kat edildi. En azından Avrupa’da engelli bireyler cadı diye yakılırken bizde müzik ve su sesiyle tedavi yöntemleri uygulanmaktaydı.” ifadelerini kullandı.
FARKINDA OLMADAN AYRIMCILIK YAPIYORUZ
Engellilere yönelik çalışmalarda zaman zaman fark etmeden engellilerin aleyhine ayrımcılık da yapılabildiğini ifade eden Kuz, “Anadolu’da bir şehre konferans için gittiğimizde yerel yöneticiler bize engelli bireyler için yapılan parkı gururla göstermişlerdi. Ancak düşünmedikleri nokta şuydu: Bu parkla engelli bireyleri sadece bu parka mahkum ediyoruz. Onlara ‘Sen şehirde dolaşma, gel bu parkta vakit geçir’ diyoruz. Hatta ailesinde hem engelli olan hem de olmayan insanlar için ‘Senin annen baban v.b. şehrin diğer yerlerinde dolaşsın, sen burada kal, aileni böl’ diyoruz. Farkında değiliz ama bu da ayrımcılıktır. Ya da Türkiye’de yaşlılara, engellilere, hamilelere genelde saygı gösterilir. Ancak onların günlük yaşama uyum sağlayabileceği çalışmaları yapmazsanız, örneğin merdivenlere rampa koymazsanız, otobüslerin basamaklarını yaşlıların çıkamayacağı yükseklikte yaparsanız, onlara örtülü olarak ‘Sen günlük yaşama karışma’ demiş olursunuz. Bu da bir çeşit ayrımcılıktır” dedi.
Etkinlik, konuşmacılara günün anısı olarak verilen plaket töreni ve toplu anı fotoğrafı çekimi ile son buldu.

 

 

 

Biliyoruz ki; toplumun %12’si gibi geniş bir kesimini engelliler oluşturmaktadır.

Engellilerin her zaman toplumun vazgeçilmez ve ihmal edilmez bir parçası olduğunu ve her birimizin bir engelli adayı olduğunun bilinci içerisindeyiz.

Eğitim alanında faaliyet gösteren üniversitemizde rektörlük ve tüm birimlerimizde engellilerin eğitimi konusunda duyarlı olmaya dikkat ediyoruz.

Bu sebeple; engelli öğrencilerimizin, akademik, idari, fiziksel, psikolojik ve sosyal alanlardaki her türlü ihtiyaçlarını tespit etmek,  bu ihtiyaçların karşılanması için yapılması gerekenleri belirleyip, yapılacak çalışmaları planlamak, uygulamak, geliştirmek ve yapılan çalışmaların sonuçlarını değerlendirmek amacıyla “Giresun Üniversitesi Engelli Üniversite Birimi” kurulmuştur. Bununla birlikte üniversitemiz bünyesinde “İşitme Engelliler ve İşaret Dili” ve “Engelsiz Yaşam” isimli iki öğrenci topluluğumuz kurulmuştur. Tüm engelli öğrenci ve personelimizi bu birimlerle iş birliği yapmaya davet ediyorum.

Bu vesile ile üniversitemizde, ülkemizde ve dünyada yaşayan tüm engellilerin “3 Aralık Dünya Engelliler Günü”nü tebrik ediyor, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum.

 

 

 

Prof. Dr. Cevdet COŞKUN
Giresun Üniversitesi Rektörü

 

 

 

 


TSD BASIN BÜLTENİ                                         
3 Aralık Türkiye Bildirisi
9 milyon engelli yurttaşın 1 Milyon 200 bininin yaşamını doğrudan etkileyecek bir haksız uygulamaya dikkat çekmek için, ülke genelinde ortak bir basın bildirisi hazırladık. Bu bildiri ülkemizdeki engelli STK’ların ortak bildirisidir.

Sorunlarımızın 2022 sayılı yasa ile tanınan engelli/yaşlı aylığı ve 2828 sayılı yasa kapsamında sunulan evde bakım geliri ile sınırlı olmadığını ve fakat bu yasalarda yapılan değişiklerle ortaya çıkan sorunlarımızın acilen çözülmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.

Ayrıca Engelliler,

-          Anayasal haklardan olan, istihdam ve eğitim hakkından eşit ve etkin bir şekilde yararlanamamaktadırlar.

-          SGK tarafından karşılanması gereken tekerlekli ve akülü sandalye, protez-ortez, işitme cihazı ve diğer bir çok sağlık hizmeti ve tıbbi malzeme; yardım kuruluşları, kilise, hayırsever desteği ve mavi kapak kampanyası gibi yöntemlerle temin edilmeye çalışılmaktadır. Bu durum etkin sağlık hizmeti alınmadığının kanıtıdır.

-          Sağlık kurulu raporları ile maluliyet oranı yüzde 40’ın altına çekilmek suretiyle engelliler, engelli sayılmıyor. Rapor talepleri için randevular en erken 1 ay, hatta 10 ay sonraya veriliyor. 

-          Erişilebilirlik sorununun 5378 sayılı yasayla en geç 2012’de çözüleceği sözü verilmesine rağmen yıl 2016 hâlâ çözülmedi. Bu nedenle birçok engelli arkadaşımız “EVDE HAPİS” hayatı yaşıyor. 

Başta söylediğimiz gibi, sorunlarımız çok ve burada hepsini ifade etmek zor.

Ancak, 2013 ve 2014 yıllarında yapılan yasa değişiklikleriyle, engelliler akrabaya havale edildi ve bu değişiklik ciddi dramların yaşanmasına neden oldu. Şöyle ki;  

1976 yılından beri yürürlükte olan kanun ve yönetmelikler gereği, engelli ve yaşlılar devletten cüzî miktarda Sosyal yardım almaktalar. 2022 sayılı yasa uyarınca bu rakamlar; 2016 yılında engelliler için 1 aylık 342,92 TL iken, yaşlılar için ise 228,35 TL kadardır.

Hükümetin 2013 yılında 2022 sayılı yasada yaptığı değişikliklerle ONBİNLERCE kişinin geliri kesilmiş ve kesilmeye de devam edilmektedir. Yasa değişikliğine göre, ihtiyaç sahibi yurttaşın engelli/yaşlı aylığı alabilmesi için artık bireyin kendi geliri yerine, aile ve akrabalarının toplam gelirlerine bakılıyor.

Böyle olunca da ihtiyaç sahibi bireyi akrabaya bağımlı hâle getiren ve insanlık onuruna yakışmayan bir yaşama zorlayan koşullar ortaya çıkıyor. Aile bireyleri arasında gerginlik yaşanıyor ve ailenin hep birlikte yoksullaşmasına sebep olunuyor. Tüm çağdaş ülkelerde 18 yaşına gelen birey bağımsız yaşama hakkına sahipken, engelliye bu hak tanınmıyor.

Yine 2828 sayılı yasada yapılan değişiklikle, kendi ihtiyaçlarını gideremeyecek kadar yaşlı veya engelli olanların evde bakım aylığı olarak 924,73 TL bakım aylığı alma hakları var. Ancak, anılan yasa değişikliğiyle yüzbinlerce yurttaşın bu yardımları kesilmiş ve kesilmeye devam edilmektedir. Bu da yetmiyormuş gibi, gelirleri kesilen yurttaşlardan icra ve davalarla paralar geri istenmektedir. 

Binlerce aileden, icra ve davalarla 10.000 TL ile 70.000 TL arasında paralar isteniyor. Açlık sınırının altında yaşam süren engelli ve ailelerinden bu bedellerin istenmesi 

Bu uygulamalarla, ihtiyaç sahipleri zaten yetersiz ölçüde aldıkları maddi yardım imkânlarını da kaybedip, birçoğu ‘’açlıkla ’’ yüz yüze kalırken, insan haysiyetini zedeleyen mevcut durum, sosyal devlet ilkesiyle uyuşmayan bir tabloyu da ortaya çıkartıyor.

Bu YASALARDA, BİREYİ ESAS ALAN BİR YASAL DÜZENLEME talebimiz defalarca başta milletvekilleri olmak üzere tüm yetkililere iletildi ve BAŞTA BAKAN olmak üzere yetkililer sorunu düzeltme sözü verdiler. Hatta bu sözleri basın önünde de verdiler ama bugüne kadar oyalandık. 

Bizler, Tüm Türkiye’deki Engelli Sivil Toplum Kuruluşları olarak,

ÖNCELİKLİ VE DERHAL,

Taleplerimizi TÜM TÜRKİYEDE, BİRARADA tekrar ediyoruz.

2022 Sayılı yasada engelli ve yaşlıya aylık bağlanmasında engelli bireyden başka hiç kimsenin gelirine bakılmaması yönünde değişiklik yapılmalıdır.

2828 sayılı yasada sadece bakım ihtiyacı olan kişinin geliri dikkate alınmak suretiyle bakım aylığı bağlanması yönünde değişiklik yapılmalıdır.

Engellilerden engelli maaşı ve evde bakım parasının faiziyle iadesi için açılan icra ve davalardan feragat edilmelidir.

Ailemi değil beni muhatap alın.

Muhatabınız benim.

Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmelerine aykırı bu yasalar değiştirilsin.

 

                                                                                                                                                                TÜRKİYE SAKATLAR DERNEĞİ BURHANİYE ŞUBE BAŞKANI 

 

 

 

 

 

Engelli Hastalara Ağız ve Diş Sağlığı ile İlgili 10 Tavsiye
Diş Hekimi Recep Eşkar, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla, engelli hastalarda ağız ve diş bakımı konusunda önemli bilgiler verdi.
"Engellilerde genel sağlık sorunları yaşamı etkilediğinden, ağız ve diş sağlığı ikinci planda kalıyor, bu da kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Bu nedenle engelli kişiler ağız ve diş sağlığı bakımından yüksek risk grubunda yer alıyor " diyen Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Diş Hekimi Recep Eşkar, " Özellikle zihinsel engelli hastalarda en küçük bir diş tedavi hizmeti bile genel anestezi altında ameliyathane ortamında bir ekip ile geçekleştirilmek zorunda olduğu için tedavi oldukça zor ve pahalı olabiliyor. Hâlbuki koruyucu diş hekimliği uygulamaları dediğimiz koruyucu ve önleyici tedavilerle, bu aşamaya gelmeden önlem alınabiliyor. Bu nedenle koruyucu diş hekimliği uygulamaları engelli bireylerin tedavisinde çok büyük önem taşıyor." dedi.
Engelli bireylerde ağız ve diş sağlığını korumak, sorunlarıyla başa çıkabilmek için özel ilgi ve uzmanlığa ihtiyaç duyulduğunu belirten Diş Hekimi Recep Eşkar, " Diş tedavisi için gelen hastalarda görebildiğimiz ağrı ve dişlere yapılacak işlem nedeniyle karşılaşılan huzursuz tavırlar engelli hastalarda da sıklıkla karşılaştığımız bir durum. Bu nedenle diş hekiminin engelli bireylerin diş tedavileri konusunda deneyimli olması ve sıcakkanlı tavırlarıyla hastaya güven vermesi tedavi sürecini kolaylaştırıyor." dedi.
Eğer ki engelli hasta bir çocuk ise mutlaka pedodonti uzmanının klinik muayenesinden geçmelidir ve pedogojik formasyona sahip pedodonti uzmanı eşliğinde tedaviye devam edilmelidir diyen Hospitadent Diş Hastanesi'nden Dt. Recep Eşkar anestezi altında diş tedavilerinin mümkün olduğunu ancak bu uygulamaların mutlaka tam donanımlı bir ameliyathane ve anestezi hekimi gözetemi altında olmasının altını çizdi.

 

 

 

Engelli Hastalara Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili 10 Tavsiye
Öncelikle beslenme alışkanlıklarına özel dikkat gerekmektedir.
Biberonla beslenebilen engellilerde tüketilen süt, hazır mama ve meyve suları gibi şeker içerikli gıdalar nedeniyle diş çürükleri çok hızlı ve kolay oluşur. Bu nedenle her beslenme sonrasında mümkünse diş fırçası ile, diş fırçası ile mümkün değilse temiz bir tülbent ile dişler temizlenmelidir. Çok gerekli olmadığı sürece gece beslenmeleri olmamalıdır.
Diş çürüğünün ana nedeni şekerli, asitli, diş ve dişetine kolayca yapışıp kalan besin maddeleridir. Engelliye özel bir diyet önerilmemiş ise bol şeker ve karbonhidrat içeren gıda maddeleri mümkün olduğunca tüketilmemeli; tüketileceği zaman da kesinlikle yemek aralarında verilmemeli, bu gıdalar ana öğünlerde tüketilmelidir.
Püre tarzında, yumuşak gıdalarla beslenmek zorunda kalan engellilerde diş fırçalama yapılamıyorsa yemek sonrası ağız çalkalatılmalı veya gıda artıkları silinerek temizlenmelidir.
Şurup formundaki ilaçların çoğu şeker içerdiğinden bu ilaçları sürekli kullananlarda ağız-diş bakımına daha fazla özen gösterilmelidir.
Hastanın dişleri ebeveyni ya da bakıcısı tarafından mutlaka fırçalanmalı, hasta düzenli diş hekimi kontrollerine götürülerek çürükten koruyucu uygulamaların yapılması sağlanmalıdır. Güven ilişkisi açısından mümkünse hasta takibi aynı diş hekimi tarafından yapılmalıdır.
Her gece yatmadan önce en az 2 dakika boyunca dişler mutlaka fırçalanmalıdır, 6 ayda bir rutin diş hekimi kontrolüne gidilmelidir.
Fissür Sealant (diş cilası) uygulaması ile dişlerinize sürülecek özel bir cila sürülerek gıda artıklarının birikerek çürük oluşumu engellenebilir.
Beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmeli, şekerli ve asitli gıdalar yerine su ve süt tüketilmelidir.
Diş çürüğünü önlemek amacıyla flor uygulamaları yapılmalıdır.
Elektrikli diş fırçaları kullanım kolaylığı sağlar bu nedenle bu tarz fırçaların kullanılmasında fayda var.

 

 

 

 

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü

Ancak biz engelli kardeşlerimizi sadece bir gün değil her gün hatırlayan, hatta hiç unutmayan bir zihniyetle çalışıyor; hayata geçirdiğimiz tüm projelerde önceliği onlara veriyoruz. Ve her fırsatta engelli bireylerimizle bir araya gelerek; sorunlarını, çözümlerini birlikte konuşuyor; bir nevi dertleşiyoruz. Çünkü engelli kardeşlerimizle bizler yol arkadaşıyız kader arkadaşıyız…

Bana göre asıl engel, insanın gönlündeki vicdanındaki engeldir. Biz her çalışmamızda engeli kaldırıyor, engelsiz bir şehir, engelsiz bir Antalya, engelsiz bir Türkiye için çalışıyoruz. Bu konuda çok hassas davranıyoruz. Engelli bireylerimizin hayatlarını kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz; yapmaya da devam edeceğiz.

Bu nedenle özellikle belirtmek isterim ki, 2004 yılında hazırladığımız Engelli Rehabilitasyon Merkezi projemiz benim de ‘İlk göz ağrı’ projem, bugün dünyaya örnek ve takdir edilen bir kurum haline geldi. Bu beni öylesine mutlu ediyor ki kelimelerle anlatılmaz. Burada engellilerimizi eğitiyor, topluma kazandırıyor, meslek sahibi yapıyoruz. Antalya’da Ulaşılmayan Engelli Kalmasın Projesi’ ile Muratpaşa, Kepez, Döşemealtı, Konyaaltı, Aksu ve Serik’te yaşayan engelli bireylere ziyarette bulunuyoruz, sorunları yerinde tespit ediyoruz.

Başlattığımız ‘Mekanlar’ projemizle vatandaşlarımızın evlerinde yaşamlarını kolaylaştıracak düzenlemeler yapıyoruz. Yavuz Özcan Parkı içinde ve Serik ilçemizde hizmete açtığımız Engelli Hizmet Merkezimizde engelli bireylerimiz ve yakınlarına danışmanlık ve yönlendirme hizmeti veriyoruz. Korkuteli, Alanya, Gazipaşa, Manavgat ilçelerimizde de Engelli Hizmet Merkezlerimizi en kısa sürede faaliyete geçireceğiz.

Engelsiz ulaşım araçlarımız, önemli işleri için her an engellilerimizin emrinde. Hayata geçireceğimiz ‘Antalya’da Ulaşılmayan Engelli Kalmasın Projesi’ ile kırsal bölgelerdeki engellilerimizi ziyaret ederek, sorunlarını tespit ediyoruz. Onlara destek oluyoruz.
Engelli bireylerimiz için ne yapsak azdır. Bitmedi durmak yok yola devam.
Engelli Mola Evi projemizi hayata geçireceğiz. Özel gereksinimli çocuk sahibi olan ailelere destek olacağız.

Engelli bireylerin ebeveynlerinin çocuklarını günü birlik bırakarak önemli ihtiyaçlarını gidermelerine imkân sağlamak, bir günlük de olsa nefes almalarına fırsat yaratacağız.
Engelli bireye sahip olan ailelerin en önemli korkularından birisi olan ‘Ben öldükten sonra çocuğuma ne olacak?’ sorusu artık sorulmayacak. Antalya’da yaşayan anne babası ölmüş ya da anne babası sağ ama yaşlılık veya sağlık nedenleriyle engellisine bakamayan ailelerimize destek olacağız. Bu durumdaki engellilere ev sıcaklığında bir bakım ortamı hazırlamak amacıyla Varsak bölgemizde inşaat çalışmaları devam eden engelli yaşam merkezimizle, kimsesiz engellilerimize bakım hizmeti vermeyi planlıyoruz.

Bundan sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi Allah’ın izni ve yardımıyla kimsesizlerin kimsesi olacaktır. Hiçbir anne ve babanın, kardeşin aklı arkada kalmayacaktır.

Sizin derdiniz bizim derdimiz. Sizin mutluluğunuz bizim mutluluğumuz. Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isterim ki sizler için ne yapsak azdır. Bunu biliyoruz ve farkındayız.

Menderes TÜREL
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı

 

 

 

 

Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Sosyal hayatta engellilere sağlanan imkân ve kolaylıkların bir toplumun gelişmişlik düzeyi ve çağdaşlığının ölçütlerinden birisi olduğunu ifade eden Başkan Mete Memiş mesajında şu görüşlere yer verdi:

Engelli vatandaşlarımızın hayata dört elle, kuvvetle sarılabilmesi, her alanda kendilerini geliştirip yaşama sevinçlerini kaybetmemeleri için hepimizin üzerine düşen çok büyük görevler vardır. Engelli vatandaşlarımıza sahip çıkmak her şeyden önce bir insanlık görevidir. Engelli vatandaşlarımızın toplumun içerisinde, özel ve değerli bireyler oldukları bilinciyle, hayatın içerisinde engellerin kaldırılarak, toplumsal yaşama katılımlarının hayatımızı daha da güzelleştireceğine yürekten inanıyoruz.

Bu kardeşlerimizin yaşamlarının her alanında, kimseye muhtaç olmadan, hayatlarını sürdürebilmeleri en temel insan haklarından biridir. Toplumun aktif birer bireyleri olarak gördüğümüz engelli vatandaşlarımızın daima yanlarındayız. Engellilik, sadece kişinin ya da mensubu olduğu toplumun değil, tüm insanlığın ortak sorunudur. Bizde çalışmalarımızı yaparken toplumda engelli vatandaşlarımızında olduğunu düşünmeliyiz.

Bu duygu ve düşünceler ile bütün engelli kardeşlerimin “3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü içtenlikle kutluyor, sağlık ve mutluluklar diliyorum.

 

 

 

 

 

EĞİTİMDE ENGELLİLİK ALGISINI DÖNÜŞTÜRECEK BİR PROJE:

“EĞİTİME EŞİT KATILIM PROJESİ” BAŞLADI


İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR), Sabancı Vakfı desteği ile gerçekleştirilen “Eğitime Eşit Katılım Projesi” ile ilk ve orta öğretim ders kitaplarında engelliliğe ilişkin yaklaşımları inceleyecek. İncelemenin ardından hazırlanacak “Tavsiyeler Raporu”, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Avrupa Komisyonu ve Birleşmiş Milletler’in ilgili komisyonları ile paylaşılacak.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR), Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) ile Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ortaklığında yürütülen ve Sabancı Vakfı Hibe Programları kapsamında desteklenen “Eğitime Eşit Katılım Projesi” başladı. Engellilerin eğitime eşit katılımı için eğitimcilerin güçlendirilmesini amaçlayan proje kapsamında, 1. sınıftan 12. sınıfa çeşitli branşlardan 37 farklı ders kitabında engelliliğe ilişkin yaklaşımlar incelenecek. Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme Hibe Programı 2016 kapsamında desteklenen projede yapılan incelemelerin ardından, engelliliğin ders kitaplarında nasıl ele alınması gerektiğine dair öneriler ortaya konacak. Ayrıca, projede alternatif eğitim materyalleri geliştirilecek.

 

 

 

 

“TAVSİYELER RAPORU” BAKANLIKLARA SUNULACAK
Kapsayıcı eğitime ilişkin yapılan araştırmaların da ortaya koyduğu gibi engellilerin eğitime eşit katılımının sağlanması için ders kitaplarında engelliliğe ilişkin yaklaşım oldukça önemlidir. Bu doğrultuda projenin ilk adımı olarak “Ders Kitaplarında Engellilik Araştırması” yapılacak. Araştırma bulgularının derleneceği “Tarama Raporu”nun ardından ders kitaplarında engelliliğin nasıl ele alınması gerektiğine dair somut önerilerin yer aldığı “Tavsiyeler Raporu” da yayımlanacak. Tavsiyeler Raporu, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra Avrupa Komisyonu ve Birleşmiş Milletler’in ilgili komiteleriyle de paylaşılacak.

 

 

 

 

ALTERNATİF EĞİTİM MATERYALLERİ GELİŞTİRİLECEK
“Eğitime Eşit Katılım Projesi” kapsamında, engelliliğin eğitimde nasıl ele alınabileceğini örnekleyen alternatif materyaller de geliştirilecek. Engelliliğe ilişkin temel kavramları ve bilgileri içeren dört kısa video üretilecek. Atölye çalışmaları yoluyla, 500’den fazla eğitimci ile paylaşılması planlanan bu videoların, sosyal medya kanalıyla yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Projenin sosyal medya hesaplarına facebook.com/EgitimeEsitKatilim ve twitter.com/EKatilim adresleri üzerinden erişilebilir.

 

 

 

 

 

 

3 Aralık Dünya Engelliler Günü Mesajı
Memur Sen’in Engelli Çalışanların başta özlük hakları olmak üzere tüm talep ve haklarının gerek takipçiliği gerekse de savunuculuğuna verdiği önem, kurduğu ve hızla bütün illerimizde faaliyete başlattığı Engelli Komisyonları ile apaçık ortadadır.
Bizler, yetkili sendika olan Memur Sen olarak elde ettiğimiz ve edeceğimiz kazanımlar aynı zamanda bütün engellilerin de kazanımıdır anlayışıyla hareket etmekteyiz.
Komisyon olarak yönetim kurulu arkadaşlarımız ve üyelerimizle birlikte mücadelemiz, yasalarca güvence altına alınan haklarımızdan sonuna kadar yararlanmak, uygulanması konusunda ise her platformda gür bir sesle haykırma, zaruret teşkil ettiğinde de yeni haklar talep etme mücadelesidir.
İlimizde kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli arkadaşımızın birçoğunun engelliliklerine rağmen, çalıştıkları kurumların iş yükünün en yoğun olduğu birimlerde özveriyle görev yaptıkları aşikarken, kurum yöneticilerinin bu arkadaşları gerek 3 Aralıkta, gerekse de 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nda laikiyle kutlayıp, ödüllendirilip, motive etmeleri gerekirken, tekdüze kutlamalarla geçiştirdiğini tespit etmek ve görmek bizleri fevkaladesiyle üzmekle beraber rahatsız etmektedir.
Oysaki aynı yaklaşım ve tutumun diğer çalışanların özel gün ve haftalarında gösterilmediği ortadadır.
Memur-Sen Engelliler Komisyonu olarak isteğimiz: ilimizi yöneten bütün yöneticilerimizin bizleri gerek Engelliler Haftası’nda gerekse de 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde sadece hatırlanmak değil, var olan haklarımız ışığında bahsi geçen sorunların çözüme kavuşturularak önümüzdeki engellerin kaldırılması, bir önceki yıldan bugüne gelinceye kadar engelliler için hangi adımların atıldığı. hangi projelerin hayata geçirildiği. hangilerinin de sırada olduğudur.
Memur-Sen Gümüşhane Engelli Komisyonu olarak üye ayrımı yapmaksızın aynı kararlılık ve aynı misyonumuzla hak arama mücadelemiz devam edecektir.
Unutulmamalıdır ki, engelliye saygı aynı zamanda topluma saygıdır. Hiç kimsenin de bir gün engelli olmayacağının garantisi yoktur.
Bu vesileyle, bütün engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyor, bu günün, engellilerin önündeki engellerin kalkmasına vesile olmasını diliyorum.
Coşkun TUNCER
Memur-Sen Gümüşhane Engelli Komisyonu Başkanı.
  

 

 

 

 

Yüzde 90’a Varan İndirimli Satışlar Sakatlar Derneği İçin
Tüm engellilerin; ekonomik, sosyal, kültürel, mesleki vb. hak ve çıkarlarının korunup geliştirilmesi amacıyla 1960 yılında kurulan Türkiye Sakatlar Derneği; İstanbul Markalar çadırında hayırseverler ile buluşuyor. İstanbul Yenibosna Koçtaş Otoparkında kurulan ve yüzlerce ürünün uygun fiyatlarla satışa sunulduğu çadırdan elde edilen gelir ile Türkiye Sakatlar Derneği’ne tekerlekli sandalyeler bağışlanacak. 25 Kasım 2016’da açılan ve 28 Şubat 2017 tarihine kadar devam edecek olan İstanbul Markalar Çadırında, yüzde 90’a varan indirimler alışveriş severleri bekliyor.
1993 yılında 3 Aralık, tüm dünyada engellilerin topluma kazandırılması ve haklarının “tam ve diğer insanlara eşit ölçüde” sağlanması amacıyla çalışılması adına “Dünya Engelliler Günü” ilan edildi. Bu kapsamda hem Engelliler Gününe dikkat çekmek hem de uygun fiyata yaptıkları alışverişlerle hayır işlemek isteyenler için, yılın göz kamaştıran son büyük indiriminde adres İstanbul Markalar Çadırı oldu. Birbirinden büyük markaların bir araya geldiği çadırda kozmetikten, zücaciyeye, ayakkabıdan giyime kadar binlerce ürün büyük indirimlerle satışa sunulacak. Başlatmış olduğu sosyal sorumluluk projesi ile de fark yaratan Markalar Çadırı, elde edilen gelir ile Türkiye Sakatlar Derneği’ne tekerlekli sandalyeler bağışlayacak. Aynı zamanda Sakatlar Derneği üyelerinin hazırladığı el ürünleri, sanat eserleri de Markalar Çadırında sergilenecek, alıcıların beğenisine sunulacak.

Günün Diğer Haberleri