CHP Milletvekili Bülent Bektaşoğlu, Fındık ve üreticinin sorunlarının TBMM’de kurulacak bir komisyon tarafından araştırılması için önerge verdi.
BEKTAŞOĞLU’NDAN FINDIK İÇİN ‘ORTAK KOMİSYON’ ÖNERİSİ
CHP Giresun Milletvekili Bülent Bektaşoğlu, fındığın ve üreticinin sorunlarının araştırılması için önerge verdi. TBMM’de milletvekillerinden oluşan bir araştırma komisyonu kurulmasını isteyen Bektaşoğlu, önergesinin gerekçesinde, “bir ihraç, sanayi ve tarım ürünü olan ve ülkemize artan oranda döviz getiren, katma değer yaratan fındık ürününün; üretici, üretim, fiyat, alım-satım, pazarlama ve mamul üretimi gibi alanlarını kapsayacak ve bu alanlardaki belirsizlikten kaynaklanan sorunların çözümüne katkı sunacak, ülkemizin ve bu ürünün üreticilerinin, yerli sanayici ve sektörün, diğer paydaş ve unsurların hak ve menfaatlerini koruyacak, kapsayıcı, somut bir Milli Fındık Politikası’na ihtiyaç bulunmaktadır” dedi.
Bektaşoğlu, AKP’yi, Ferrero firmasına hazırladığı alt yapıyla fındık üstünde tahakküm kurdurmakla, böylece fiyat hareketlerini yönlendirmekle suçladı.
“FINDIK VE ÜRETİCİSİ DEVLET POLİTİKASIYLA KORUNMALI”
Bülent Bektaşoğlu, Araştırma Komisyonu kurulması talebiyle verdiği önergesinde, 2 milyar dolar döviz girdisi sağlayan fındığın bölge ve ülkemiz açısından önemine dikkat çekerek, 8 milyon yurttaşımızın hayatını dolaylı veya doğrudan ilgilendirdiğini, 6 ilin ekonomisinin ise sadece fındıktan gelen gelire bağlı olduğunu söyledi.
“Tüm bunlar düşünüldüğünde, fındık stratejik bir üründür ve dolayısıyla bu ürün ve üreticileri, üretim alanları ve diğer ilgili paydaşları bir devlet politikasıyla korunmalıdır” diyen Bektaşoğlu, Türkiye’nin böyle bir politikası olmadığını Bakanların tercihiyle ülkemizin, üreticimizin, manav ve sanayicimizin çıkarlarına değil, yabancı alıcıların daha çok kazanmasına hizmet eden bir düzen kurulduğunu ifade etti. Bektaşoğlu “Özellikle 2009’dan başlayarak ve daha sonraki yıllarda ‘yeni strateji’ adı altında yapılan uygulamalarla, bu ürünün kaderi, tamamen bu alıcıların temsilcileri olan serbest piyasanın aktörlerine bırakılmıştır” dedi.
“FERRERO SİYASİ DESTEKLE TEKELLEŞTİRİLDİ. FINDIK FİYATI 20 TL’DEN 9 TL’YE DÜŞÜRÜLDÜ”
Fiskobirlik’in bilinçli ve sistematik şekilde ortadan kaldırılarak işlevsizleştirildiğini, TMO’nun ise piyasayı üretici değil, yabancı alıcı lehine düzenlediğini ve mağduriyetler yarattığını öne süren Bektaşoğlu, şunları söyledi: “Örneğin bir önceki sezon başlangıcında fındık fiyatı 20 TL’dir. TMO geçen sezonun fiyatıyla ve neredeyse maliyete yakın bir fiyat olan 10-10,5 TL ile ve sadece Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerden ve az sayıda merkezde alım yapmaya başlamış, nitekim beklendiği gibi bu fiyatlar serbest piyasayı düzenleyememiş, hatta fiyatlar 8-9 TL’ye kadar düşmüştür. Bu fiyat yabancı alıcıların fındığımız için öngördüğü fiyattır. Özellikle bu fiyatın oluşmasını sağlayan İtalyan Ferrero’dur. 2015’e kadar en büyük fındık alıcısı konumundaki bu firma, önce yerli alıcılarla ortaklıklarla, ardından da fabrikalar satın alarak ülkemizde tekelleşmeye başlamış, ithalatçı iken ihracatçı olmuş, bu işleviyle serbest piyasayı kendi istediği fiyatlarla, maniple ederek şekillendirmiştir.
Ferrero’nun arkasında aldığı siyasi destekle, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın belirleyicilikteki zafiyetlerinden, ekonomi yönetiminin, rekabet kurumunun müdahale etmemesinden de yararlandığını iddia eden Bektaşoğlu; “Türk fındığının geleceği üstünde tahakküme dönük bir politika oluşturmak istenmektedir. Fındık fiyatının iki sezon içinde 20 TL’den 9 TL’lere düşürülmesinin başkaca bir izahı yoktur” ifadesini kullandı.
Fındıkta adaletsizlikler yaşandığına dikkat çeken Milletvekili Bektaşoğlu, “Bundan ülkemiz döviz kaybına uğrarken, üreticimiz ve fındığın diğer ilgilileri zarar görmekte, piyasalarına yarı yarıya az para giren illerimizin ekonomileri çökme noktasına gelmektedir. Buna bağlı olarak, yoksulluk, göç ve işsizlik ve diğer sosyal sorunların artacağı muhakkaktır” dedi.
AKP MİLLETVEKİLLERİNDEN DE DESTEK İSTEDİ
CHP Milletvekili Bülent Bektaşoğlu’nun imzaya açılan önergesinin, önümüzdeki günlerde TBMM genel kuruluna gelmesi bekleniyor. Bektaşoğlu, “fındık partiler üstü bir konu. Önergeme özellikle bölge milletvekillerinden, AKP Giresun milletvekillerinden destek istiyorum” dedi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bir ihraç, sanayi ve tarım ürünü olan ve ülkemize artan oranda döviz getiren, katma değer yaratan fındık ürününün; üretici, üretim, fiyat, alım-satım, pazarlama ve mamul üretimi gibi alanlarını kapsayacak ve bu alanlardaki belirsizlikten kaynaklanan sorunların çözümüne katkı sunacak, ülkemizin ve bu ürünün üreticilerinin, yerli sanayici ve sektörün, diğer paydaş ve unsurların hak ve menfaatlerini koruyacak, kapsayıcı, somut bir Milli Fındık Politikası’na ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu amaçla, parlamento çatısı altında kurulacak bir komisyon marifetiyle, ortak akıl çerçevesinde konunun ele alınması için; Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105. Maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılması konusunda gereğini arz ederiz.
Saygılarımla,
Bülent Yener Bektaşoğlu
GEREKÇE
43 ilde, büyük bölümü Karadeniz’in sarp coğrafyasında olmak üzere, 7 milyon dönüm alanda 502 bin aile üreticimiz fındık üretimi yapmakta, bu üretim 8 milyon yurttaşımızın hayatını dolaylı veya doğrudan ilgilendirmektedir.
6 ilin ekonomisi ise sadece fındıktan gelen gelire bağlıdır.
Dünya fındık üretiminin yüzde 60'ını ülkemiz karşılamaktadır. Sanayi, tarım ve ihracat ürünü olarak fındık, ülkemize diğer tarım ürünlerinin toplamına yakın oranda, ortalama yılda 2, 2-5 milyar dolar döviz girdisi sağlamaktadır.
Tüm bunlar düşünüldüğünde, fındık stratejik bir üründür ve dolayısıyla bu ürün ve üreticileri, üretim alanları ve diğer ilgili paydaşları bir devlet politikasıyla korunmalıdır.
Ancak, Türkiye’nin böyle bir politikası son yıllarda sona ermiş, Bakanların tercihlerine göre oluşan bir düzen kurulmuştur.
Bu düzen ülkemizin, üreticimizin, manav ve sanayicimizin çıkarlarına değil, yabancı alıcıların daha çok kazanmasına hizmet etmiş, ülkemiz üretimden gelen gücünü iç ve dış serbest piyasayı belirlemek için kullanamamış, bu alan fındığın yabancı alıcılarına, onların oluşturdukları yapay borsalara terk edilmiştir.
Özellikle 2009’dan başlayarak ve daha sonraki yıllarda ‘yeni strateji’ adı altında yapılan uygulamalarla, bu ürünün kaderi, tamamen bu alıcıların temsilcileri olan serbest piyasanın aktörlerine bırakılmıştır.
Bu süreçte, 1938’de Atatürk’ün talimatıyla kurulan, fındığın en önemli kurumu olan 250 bin ortaklı, KİT statüsüyle yönetilen, yarı özerk üretici kooperatifi Fiskobirlik, işlevsizleştirilmiştir.
Mamul üretimiyle katma değer ve istihdam yaratan ve ana işlevi piyasaya üretici adına müdahale ederek fiyat düzenini sağlayan Fiskobirlik, atıl duruma düşürülmüştür.
Hükümet taban fiyat açıklayarak bu kurum üzerinden destekleme alımı yapmaktan vaz geçmiştir.
Bu kurum yerine TMO fındık alımıyla görevlendirilmiştir.
Ama geçen süreç göstermiştir ki, bu kurumun; teknik araç gereç ve ekipmanları, alt yapısı bakliyat alımları üzerine oluştuğundan, sınırlı oranda ve süredeki fındık alım kampanyalarında yetersiz kalınmış, yarar sağlamak yerine mağduriyetler yaratılmıştır.
Örneğin bir önceki sezon başlangıcında fındık fiyatı 20 TL’dir. TMO geçen sezonun fiyatıyla ve neredeyse maliyete yakın bir fiyat olan 10-10,5 TL ile ve sadece Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerden ve az sayıda merkezde alım yapmaya başlamış, nitekim beklendiği gibi bu fiyatlar serbest piyasayı düzenleyememiş, hatta fiyatlar 8-9 TL’ye kadar düşmüştür.
Bu fiyat yabancı alıcıların fındığımız için öngördüğü fiyattır.
Özellikle bu fiyatın oluşmasını sağlayan İtalyan Ferrero’dur.
2015’e kadar en büyük fındık alıcısı konumundaki bu firma, önce yerli alıcılarla ortaklıklarla, ardından da fabrikalar satın alarak ülkemizde tekelleşmeye başlamış, ithalatçı iken ihracatçı olmuş, bu işleviyle serbest piyasayı kendi istediği fiyatlarla, maniple ederek şekillendirmiştir.
Ayrı bir araştırma konusudur ama özetle bu firma, ticaret yapmaktan da öte, arkasına aldığı siyasi destekle, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın belirleyicilikteki bize göre bilinçli bir tercihten kaynaklanan zafiyetlerinden, ekonomi yönetiminin, rekabet kurumunun müdahale etmemesinden de yararlanarak; Türk fındığının geleceği üstünde tahakküme dönük bir politika oluşturmak istemektedir.
Fındık fiyatının iki sezon içinde 20 TL’den 9 TL’lere düşürülmesinin başkaca bir izahı yoktur.
Sonuç olarak; fındıkta tam bir adaletsizlik yaşanmaktadır.
Bundan ülkemiz döviz kaybına uğrarken, üreticimiz ve fındığın diğer ilgilileri zarar görmekte, piyasalarına yarı yarıya az para giren illerimizin ekonomileri çökme noktasına gelmektedir. Buna bağlı olarak, yoksulluk, göç ve işsizlik ve diğer sosyal sorunların artacağı muhakkaktır.
Tüm bu benzeri nedenlerle, ülkemizin en önemli tarım ürünü olan fındığın üreticilerinin, üretiminin, ihracatına kadar geçen süredeki sorunlarının bir komisyon kurularak araştırılması, taraflarıyla, ilgili kişi ve kurumlarla konuşularak çözüm önerilerinin ortaya konulması, özellikle fiyat istikrarının sağlanması, dönüm başına üretimin artırılması, ekim ve dikim alanlarının yenileştirilmesi ve böylece sonuç olarak da; ülkemizin düzenli kalıcı bir Milli Fındık Politikası’nın oluşturulması gerekmektedir.
Bu amaçla, Anayasanın 98’inci,iç tüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.