Deprem Gelmeden Önce Seferberlik İlan Edelim

Arşiv Haberler - 12-02-2020 00:00

TBMM’de Genel Kurulunda coğrafi bilgi sistemleri ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanun teklifi üzerine söz alan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Partili Nuhoğlu; Cumhurbaşkanının İstanbul'la ilgili “Biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum." Sözünü hatırlatarak İstanbul’a ihanet edilmesine hiç kimsenin artık izin vermemesi gerektiğinin altını çizen “Bu konuda ortak tavır oluşturabilirsek ve "Kanal İstanbul" yerine "deprem İstanbul" demeye başlarsak İstanbul'a, bölgeye ve bütün ülkeye çok faydalı bir iş yapmış oluruz” dedi.

DEPREM GELMEDEN ÖNCE SEFERBERLİK İLAN EDELİM
Son günlerde ülkemiz iç ve dış siyasi olayların hızla değiştiği hatırlatan Hayrettin Nuhoğlu Milletin gündemi ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve geçim zorluğuyken suni gündemlerle bu durumun örtülmek istendiğine dikkat çekerek Ege Bölgesi ve Doğu Anadolu Depremi, Van'daki çığ felaketi, İstanbul'daki uçak kazasından sonra şimdi de şehit haberleri ile can ve mal kayıplarımızın yürekleri yakmaya devam ettiğini belirtti.
Deprem, çığ gibi doğal afetlere dikkat çeken Nuhoğlu daha büyük felaketlerle karşılaşmadan, büyük İstanbul depremi gelmeden bütün hazırlıklarımızı yapalım, yasal düzenlemeye ihtiyaç varsa burada görüşelim, tartışalım ve bir seferberlik ilan edelim, gerekli bütün tedbirleri eksiksiz olarak alalım; Kanal İstanbul değil, deprem İstanbul diyerek başlayalım” diyerek sözü kanal İstanbul’a getirdi.
Cumhurbaşkanının Kanal İstanbul için "Millî bütçeden bunu yapar mıyız; eyvallah, yaparız." şeklindeki ifadesini hatırlatan Nuhoğlu “bütçe imkânları böyle bir harcamaya müsaitse öncelikle depreme dayanıklı olmayan yapı stokuna derhâl el atılması ve depreme dayanıklı yapılaşmanın sağlanmasıdır.” dedi.

Nuhoğlu konuşmasında “Kanal İstanbul için telaffuz edilen net bir maliyet bedeli yoktur. 15 milyar dolar, 20 milyar dolar, 75 milyar lira, 75 milyar dolar gibi bedeller konuşulmaktadır. Bunun sebebi, henüz kesinleşmiş bir fizibilite raporunun ortaya çıkmamış olmasıdır. Benim düşüncem, gerçekçi bir hesapla, toplam maliyetin 300 milyar liraya ulaşacağı yönündedir. Bu paralarla değil İstanbul, deprem kuşakları üzerindeki bütün yerleşim yerlerinin depreme dayanıklı hâle getirilmesi mümkündür” dedi.

İSTANBUL'A İHANET PLANINA İTİRAZ ETTİK

Cumhurbaşkanının İstanbul'la ilgili “Biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum." Sözünü hatırlatarak İstanbul’a ihanet edilmesine hiç kimsenin artık izin vermemesi gerektiğinin altını çizen Hayrettin Nuhoğlu; “Bu konuda ortak tavır oluşturabilirsek ve "Kanal İstanbul" yerine "deprem İstanbul" demeye başlarsak İstanbul'a, bölgeye ve bütün ülkeye çok faydalı bir iş yapmış oluruz” dedi. İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde askıya çıkarılan ve bir aylık süre sonunda askıdan indirilen 1/100 000 ölçekli Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı Çevre Düzeni Plan Değişikliği'ne İstanbul'a ihanet edilmesini önlemek için itiraz ettiklerini belirtti.
1/100.000'lik plan değişikliği itirazları dikkate alınmaz da hukuksuz bir şekilde kalıcı hâle gelirse işte o zaman İstanbul'a gerçekten ihanet edilmiş olur diyen Hayrettin Nuhoğlu bu planla Nasıl ihanet edileceğini maddeler hâlinde sıraladı.

İŞTE PLAN DEĞİŞİKLİĞİNİN FATURASI

Çevre düzeni planı kuzeydeki hassas ekosistemlerin korunması amacıyla kuzeye gelişme eğilimi gösteren kent gelişiminin kontrol altına alınarak doğu-batı aksında ve Marmara Denizi boyunca çok merkezli ve sıçramalı gelişimin sağlanmasından söz ederken, bu değişiklik şehrin kuzey bölgesini ve hassas ekosistemleri kentsel gelişme baskısı altına almaktadır. Çevre düzeni planı plan kararlarının deprem başta olmak üzere afet riskleri dikkate alınarak üretilmesinden söz ederken planlanan rezerv alanı üzerinde aktif fay hatlarının olması dolayısıyla deprem ve tsunami riski bulunmaktadır. Çevre düzeni planı TEM'in kuzeyinin sanayi alanlarından arındırılması ve kentin doğal kaynaklarının yoğunlaştığı kuzey bölgesine kentsel gelişme baskısının önlenmesi ilkesini benimsemesine rağmen bu değişiklik diğer mega projelerle birlikte yoğun bir baskıya neden olmaktadır. Çevre düzeni planı içme suyu havzalarının mutlak ve kısa koruma alanlarında havzaları besleyen derelerin koruma kuşakları içinde yapılaşmayı reddederken bu değişiklik su havzaları üzerine yoğun bir yapı ve nüfus baskısı getirmektedir.Çevre düzeni planı bölgedeki ekolojik koridorların doğal ve tarımsal karakterlerinin yaban yaşama hareketliliğinin ve kentsel hava sirkülasyonu işlevinin korunmasını hedef alırken yeni plan Kuzey Ormanları üzerinde güçlü bir baskı yaratmaktadır, böylelikle orman alanı sınırları daralmaktadır. Plan değişikliğinin Küçükçekmece Gölü kenarında arkeolojik sit alanının içine kentsel gelişme ve üniversite alanı kararı getirdiği görülmektedir. Böylece önemli bir arkeolojik alan tamamen yok edilmektedir. Plan değişikliği Trakya'nın verimli tarım alanlarını ve havza koruma kuşaklarını daraltan kararlar içermektedir.
Nuhoğlu; Şayet bu değişiklik uygulamaya girer ve "Kanal İstanbul" adı verilen su kanalı gerçekleştirilirse bir daha asla geriye dönüşü olmayan bir ekolojik ve oşinografik faciayla karşılaşmamızın kaçınılmaz olacağını; ayrıca, teknik, ekonomik ve siyasi sonuçlarının da olumsuz olacağı hatırlatarak sadece İstanbul'u değil, aynı zamanda bölgeyi ve bütün Türk milletini doğrudan etkileyecek olan ve hiçbir kazancı olmayan bir düşünceyi hayata geçirecek olan bu plan değişikliğine asla onay verilmemelidir.” dedi.
Nuhoğlu ayrıca Kanun Teklifinin bazı maddelerinin Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonlarında görüş alınmadan Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda görüşüldüğünü belirterek komisyonun yetki gaspı yaptığını ifade ederek Anayasa Mahkemesinin reddettiği maddelerin torba kanun içerisine saklanarak Meclis gündemine getirilmesini de doğru bir davranış olmadığını hatırlattı. "Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz." hükmünün ihlal edildiğini belirterek teklife eklenen Ahlat'taki Cumhurbaşkanlığı sarayının konumunu gösteren krokiyi kapsayan 20'nci madde ile Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hatırlatan Hayrettin Nuhoğlu “Hukuk devleti ilkesine ve kıyıların ve çevrenin korunması hükümlerine aykırılık söz konusu olduğu için iptal edilen bu kanun hükmü bu defa Anayasa Mahkemesine gidilirse iptal edilmeyecek mi?” diye sordu.
Günün Diğer Haberleri