Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinin öncüsü ve ülkenin ilk Başbakanı olan Cevahirlal Nehru’nun, İngiliz sömürge yönetimi döneminde hapse atıldığı yıllarda kızı İndira Gandhi’ye yazdığı mektuplar dünya siyasi tarihi açısından büyük önem taşıyor. Bu mektupların en dikkat çekici bölümlerinden biri ise Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı ve Mustafa Kemal Atatürk üzerine yaptığı değerlendirmeler.
Nehru, 7 Mayıs 1933 tarihli mektubunda Osmanlı Devleti’nin çöküşü, İstanbul’un işgali, Türk milletinin yorgunluğu ve karanlık dönemine dikkat çekerken, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’da başlattığı direnişi hayranlıkla anlatıyor. İngilizlerin Mustafa Kemal’e yönelik baskısı, İstanbul Hükümeti’nin teslimiyetçi tutumu ve işgal güçlerinin Anadolu üzerindeki hesaplarını da ayrıntılarıyla ele alıyor.
Yunan ordusunun İzmir çıkarması sonrası yaşanan olayları, Türk halkının gösterdiği direnci, Sivas ve Erzurum Kongreleri’ni, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılışını ve Milli Mücadele’nin örgütleniş sürecini mektubunda detaylandıran Nehru, Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğini “ulusal bağımsızlığın dönüm noktası” olarak nitelendiriyor.
Nehru mektuplarında Sakarya ve Büyük Taarruz’un Türk direnişi açısından önemini vurgularken, Lozan Barış Antlaşması’nın dünya politik dengeleri açısından da büyük bir kırılma yarattığını ifade ediyor. İsmet Paşa’nın Lozan’daki dirayetli tutumu, Lord Curzon’la yaşanan gerilimler ve Türk heyetinin kararlılığı mektuplarda özel bir yer tutuyor.
Hindistanlı lider ayrıca, Türklerin zafer haberini aldıklarında Lucknow Hapishanesi’nde yaptıkları kutlamayı da aktarıyor ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinden ilham aldıklarını dile getiriyor.
Nehru’nun bu mektupları daha sonra “Kızıma Mektuplar” adlı kitapta yayımlandı ve dünya tarihinin önemli tanıklıkları arasında yer aldı.