Petrolün bedeli 100 yıl daha kanla ödenecek

Arşiv Haberler - 03-02-2020 00:00

Neydi bu Büyük Ortadoğu Projesi?

Bölgemize gelip yerleşen ABD, Büyük Orta Doğu Projesi adı altında, kendi kıtasından on bin kilometre uzakta dünyanın en büyük imparatorluğunu kurdu. Bu proje aslında Büyük Amerikan Projesiydi.

Neydi bu Büyük Ortadoğu Projesi ? Ekonomik işbirliği mi,  Kültürel işbirliği mi, Bilimsel işbirliği mi, Siyasi işbirliği mi, Askeri işbirliği mi, hayır!  Hiçbirisi değil.

Bu proje; Fas’tan Pakistan’a uzanan, hatta Çin sınırlarına kadar sosyal, kültürel ve mental gelişimini tamamlayamamış Türk ve İslam ülkelerinin tüm varlıklarına el koymak ve sömürmektir. Ayrıca, günümüz kritik enerji maddesi olan petro-gazdan Çin, Japonya ve Avrupa’yı uzak tutmak ve İsrail’in emniyetini sağlamaktır.

Bu Plan, Büyük Ortadoğu’yu İstila Planıdır. 

I. Dünya savaşının nedeni de, hâkim güçlerin Osmanlı topraklarındaki petrolü ele geçirmek için değilmiydi.  Bugün oyunun ikinci perdesi oynanmaktadır.

Bugünün Ortadoğusu yüz sene öncesinin Osmanlı Türk toprağı idi. Emperyal güçler kana doymamıştır. Ayrıca Türkiye, Dünyanın en büyük uranyum, toryum ve bor yataklarına sahiptir.

Karadeniz hidrojen sülfür deposudur. Dicle ve Fırat’ın suları onlardan da kıymetlidir. Bu nedenle BOP’nin hedefindeki en önemli ülke Türkiyedir.

Bugün “Ortadoğu’ya hakim olan, stratejik olarak bütün Dünyaya hakim olabilir”. 

Bölgenin güçlü ülkesi Türkiye ve kardeş Azerbaycan zengin enerji depoları ve enerji yolları nedeni ile ayrıca projenin hedefindedir. Üçüncü perde İran’ın nükleerini bahane ederek, önce Avrupa’ya giden petrolünü engellemek, daha sonra Hint’e ve Çin’e giden enerji yollarını kesmektir. 

Dördüncü perde Orta Asya zenginlikleridir. Beşinci perde Çin’i kıtasına hapsetmektir. Bunun için Büyük Amerikan Projesi,  Büyük Amerikan imparatorluğuna dönüşmektedir.

Dünya petrol ve gazının % 70’i Ortadoğu’da ve Hazar havzasındadır. Yüz yıl daha bölge, dünyanın petro-gaz ihtiyacına cevap verecektir.

Dünün ipek yolu, bugün enerji yolu haline gelmiştir. Bu yolun önemli bir kısmı Rus Petro-gazı, BTC, BTE, TANAP, NABUK, Trans Hazar gaz boru hattı olarak Türkiye ve Azerbaycan’ı ilgilendirmektedir.

Bunlar Türkiyenin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğu gibi Avrupa için de önemlidir.

ABD’nin bu masum enerji yollarına yönelik hain planları bulunmaktadır. Bu hain plan, gizliden gizliye  Irak ve Suriye yaptırımları ile NATO’nun da desteğini görmektedir.

Amerika, Kore savaşından bu yana Türkiye’yi daima aldatmış, bugün de sahte iltifatlarla Türkiye’nin gözünü boyayarak, Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de resmen silahlı güçleri ile şantaj ve tehdit oluşturmaktadır.

Amerikan-PKK - PYD - İŞİD oyunu ile Rojova adı altında Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan ve ABD’nin gelecekte petro-gaz sevkiyatı için hazırladığı koridor da, Kobani ile başlayan aldatmacanın ayrı bir sonucudur. 

Rusya’dan alınacak S400 füzeleri ile Amerika’dan alınacak Boing uçakları, Rusya ve ABD’yi engellememize yetmemektedir.

2020 yılında, yani iki yıl sonra dünyanın en büyük ekonomik gücü olma yolundaki Çin de artık bu ekonomiyi oluşturmak için petro - gaz bağımlısı haline gelmiştir.

Orta Doğu ve Hazar enerji yollarını kendisine çevirme gayreti içindedir. Bunun için Tel Aviv’den Kızıl Denize, Hazar denizinden de Basra körfezine kanallar açarak, daha kısa ve daha emniyetli yollardan bu enerji maddelerine kavuşma çalışmalarını sürdürmektedir.

Bunun yanı sıra Türkmenistan, Kazakistan ve Rusya’dan ülkesine değişik yollarla petro-gaz sevkiyatına başlamıştır. 8000 kilometreye varan boru hatları bitmek üzeredir.

Şanghay İş Birliği Örgütü; ekonomik, siyasi ve askeri işbirliği kapsamında ABD’ye karşı kurulmuştur. ABD, 22 adet uçak gemisi, Şanghay Birliğinin hemen hemen iki mislinden fazlasına sahip olduğu 16.000 kadar savaş uçağı ve diğer kuvvetleri ile halen dünyadaki en büyük güçtür. 

Küresel sermayeye hükmedenler, bu sermaye ile ülke yönetimlerinde pembe veya yeşil devrimlerle yeni ortaklar veya işbirlikçiler edinmektedirler. Buna terör örgütleri de dâhildir.

Bu sermayenin en büyük ortağı ABD, BOP kapsamında sözde etkinlik alanına giren Irak ve Suriye’nin petro-gazına sahip olma  amacı ile  yaptığı eylemler sonucu bölgede iki milyondan fazla insan hayatını kaybetmiş,  yedi sekiz milyon insan da yerinden yurdundan edilmiştir. 

Winston Churchill’in, “bir damla petrol, bir damla kandan kıymetlidir” sözünün boş olmadığı ortadadır. 

Churchill, bu ifadesi ile bölge insanına da kıymet biçmiş olmaktadır. Bölgemizde daha 100 yıl petrolün bedelinin kanla ödeneceği açıktır.

Orta doğu sahipsizdir. Bölgede Şanghay işbirliğine benzer bir kuruluş, bölge çıkarları açısından gereklidir.

Bugün için son derece kıymetli olan bu stratejik maddenin büyük bir kısmı halen Türk topraklarından elde edilmektedir.

Ya Türk Birliği için ne zaman harekete geçilecek?

Günün Diğer Haberleri