14 MART İSTİKLAL SAVAŞIMIZIN İLK MEŞALESİDİR.
TIBBİYELİLERE VE TÜM MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN
Hakim güçler, Osmanlı Devletini tarihe gömmek ve Türk’ü yok etmek ve sahip olduğu değerlerini elinden almak için dört yıl dünyayı, özellikle de bizim coğrafyamızı kana buladılar. Çanakkale’de boğazın sularına gömdüğümüz o yenilmez denilen donanma maalesef 3 Kasım 1918 günü İstanbul önlerine demirledi. Vatanın dört bir bucağı işgal altında inliyordu. İşgal kuvvetleri İstanbul’daki Askeri Tıbbiye binasını karargah edinmişlerdi.* Türk bayrakları indirilmiş, her taraf işgal kuvvetlerinin bayraklarıyla donatılmıştı.
*
14 Mart 1919 günü düşmanları dehşete düşüren bir olay yaşandı. Askeri Tıbbiyeli Hikmet ve arkadaşları İstanbul’un her tarafından görülebilecek büyüklükte dev bir Türk bayrağını Tıbbiye binasının iki kulesi arasına asmışlardı. Hem de İşgal kuvvetleri karargahında. Bu ne büyük vatan sevgisi, bu ne büyük kahramanlık örneğiydi. İstanbul o sabah istiklalinin meşaleleri ile uyanmış, halkı bir sevinç almış ve Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesi böylece alevlenmişti. Bu alev sonsuza dek sönmeyecektir. O gün ülkemizde planlanan ilk 14 Mart Tıp Bayramı kutlamasıydı. Bu olay ile Tıbbiyeliler işgale ve emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesini başlatmış oldular. “14 Mart” Türkiye’de “Tıp Bayramı” olmaktan başka aynı zamanda; Tıbbiyelilerin işgalci emperyalist güçlere karşı çıkışının da yıldönümüdür.
*
Tıbbiyeliler Sivas Kongresine temsilci olarak üç öğrenci gönderdiler bunlardan biri yine 19 yaşındaki Hikmet’ti**
“PAŞAM, MANDACILIĞI REDDEDERİZ!”
Sivas Kongresi sırasında Mustafa Kemal Paşa’ya Amerikan mandasını kabul ettirmeye çalışanlara karşı çıkan bu genç, ayağa fırlayarak; Paşam, temsilcisi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya bağımsızlık davamızı başarma yolundaki çalışmaya katılmak için gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar, şiddetle reddeder ve karşı çıkarız. Manda fikrini siz bile kabul ederseniz, sizi de reddederiz demiştir.
Bu sözler, yapılan baskılardan bunalmış olan Mustafa Kemal üzerinde büyük etki yapmış, toplantıya katılan delegelere;
*Arkadaşlar, gençliğe bakın, Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin dedikten sonra Tıbbiyeli Hikmet’e dönmüş;
*Evlat, için rahat olsun! Gençlikle gurur duyuyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak da mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm!
Paşa’dan bu sözleri duyan Hikmet hemen yerinden fırlamış ve;
*Varol paşam, diyerek Mustafa Kemal’in elini öpmüştür.
Tıbbiyeli hikmet öğrencilik yıllarında Cebeci Askeri Hastane mikrobiyoloji laboratuvarında tifüs aşısı üretiminde çalışmış, cephede askerin aşılanmasında görev almış ve İstiklal savaşımız yaralılarının tedavileri için de Eskişehir Askeri hastanesinde askerimizin yaralarını sarmıştır. Tüberküloz hastalığı sonucu 1945 yılında Genel cerrahi Uzmanı Yarbay Hikmet Boran İstanbulda tedavi gördüğü hastanede vefat etmiştir. O gerçek bir kahramandır. Ruhu şad olsun.
*
Şimdi biraz daha eskilere gidelim ve gerçek 14 Marta ulaşalım. Sultan II. Mahmud yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusuna modern anlamda hekim yetiştirmek için 14 mart 1827 günü Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amireyi kurdu. Tıbbiye 1839’da Galatasaray’a taşındığı zaman Mektebi Tıbbiye-i Adliye-i Şahane adını aldı.
II. Mahmut açılış töreninde şöyle konuşuyordu;
*Çocuklar, bu yüksek binaları tıp okulu şeklinde düzenleyerek adını Mektebi Tıbbiyei Adliyei Şahane koydum.
*Burada insan sağlığının hizmetinde çalışılacağından bu okulu diğerlerinden üstün tuttum.
*Türk tıp kitapları Arapça yazıldığı ve eski bilgiler içerdiği için eğitim Fransızca ve tıbbın yenilikleri kapsamında olacaktır.
*Daha sonra siz bu ilmi Türk dili üzerine yayın.
*Yabancı olarak ve tabip sıfatı ile birçok ne idüğü belirsiz kişilerin yurdumuzda yerleşmesinden ve şurada burada şarlatanlık yapmasından memnun değilim.
*Allah’ın izni ile okulunuzu bitirerek, diplomanızı aldıktan sonra büyük rütbelere erişeceğinizi ve her çeşit ihtiyacınızın karşılanacağını belirtmek isterim.
*Yiyeceklerinizde sıcak kebaptan, soğukluk çileğe kadar vardır. Bu hafta sizler için özel olarak yaptırttığım nişanlarınızı da göndereceğim. *Sizlere yüce Allah’tan başarılar dilerim. İstemek sizden, vermek bizden.’
*
Bundan 196 yıl önce Sultanın Tıbbiye ve Tıbbiyeliye verdiği önemin ne denli büyük olduğunu görüyoruz. Modern Türk tıbbı İbni Sina’dan Aziz Sancar’a dünya çapında pek çok doktor yetiştirmiştir. Bundan sonra da benzerlerini yetiştirmek bize düşüyor.
14 Mart tıp bayramımız kutlu olsun.
Prof. Dr. İbrahim Öztek
*Şimdi Sağlık Bilimleri Üniversitesi, daha çok Haydarpaşa Lisesi olarak bilinir.
**Hikmet Boran, ünlü sunucu Orhan Boran’ın babası, D: 1901 Balıkesir-Ö: 1945 İstanbul