Yenikapı'da oluşan hava bir kesim için umut vericiydi.
Siyasette ikinci bir milat ilan edilecek ve tam bir milli mutabakat ve uzlaşı ortamıyla ülkede barış ve ileri demokrasi
rüzgarları esmeye başlayacaktı.
Ama ilan edilen OHAL ve arkasından gelen KHK yetkisiyle Hükumet tam anlamıyla ''tek tabanca''yönetimine
geçiverdi. Meclis üç ay için neredeyse tümüyle devre dışı bırakıldı.
Oysa AKP iktidarları hep salt çoğunluk iktidarları değil miydi ? Yani dilediği her yasayı meclisten jet hızıyla geçirmiyor muydu?
Son on dört yılda hangi acil yasayı Meclisten geçirememişti AKP hükumetleri ?
Bu soruları bizler Meclis dışından Adalet Partisi olarak ısrarla sorduk ancak meclisteki muhalefet partilerinden
ciddi bir demokratik çıkış ve destek göremedik. Her zamanki gibi kaderlerine razı, çaresiz ve çözümsüz görüntülerini sürdürüyorlar.
Türkiye'nin büyük talihsizliğidir bu durum, sağlıklı bir demokrasi açısından
Son süreçteki Hükumet uygulamalar ise alarm vericidir .
Görünen tabloda AKP kendi yıktığı şeylerin yerine sadece kendi yaptıklarını koymaya çalışıyor. . Muhalefetin talepleri ise sudan bahanelerle
savuşturuluyor, önemsenmiyor bile . Yenikapı uzlaşı ruhu tamamen göstermelik olduğu açık seçik net görülüyor.
Gerçi AKP nin bugüne dek toplumsal mutabakata önem verdiğini zaten hiç görmemiştik .
Ülkenin asırlık kurum ve kuruluşları hallaç pamuğu gibi atılıyor ancak İmam hatip Okullarına hiç bir işlem yok.
Yani Fetöcular her yere girmişler sızmışlar ama bir tek İmam Hatiplere ve AKP ye sızmamışlar öyle mi ?
Peki Diyanetten atılan çok sayıda personel nereden gelmişti ?
İslah etmek, düzeltmek yerine asırlık tarihi kurumların köküne kibrit suyu dökmeyi tercih eden , sanki en acil konu oymuş
gibi apar topar polise türban takma izni veren bir yönetim anlayışının bu zihniyetle ülkeye vereceği olumlu bir hizmet yoktur.
Ya on dört yıldır bu ülkeyi yöneten AKP yönetiminin adeta ''sütten çıkmış ak kaşık''misali kendilerinde hiç sorumluluk hissetmemeleri?
Normal demokrasilerde eşi benzeri görülmemiş '' kandırıldık , aldatıldık '' mazeretlerine ne demeli . Türkiye de dünyada eşi görülmemiş
bir sözde demokrasi modeli yavaş yavaş monte ediliyor , net görünen bu.
Adalet Partisi ne diyor ?
AKP nin yıktıklarını AKP düzeltemez , çünkü sorun ve krizlerden güç alanlar sorunları çözemezler. Temel kuralıdır bu.
Hele her krizden mutlaka siyasi bir rant ve fırsat kollama alışkanlığındaki bu zihniyet değişmediği sürece zaten çözüm
sağlayamaz AKP .
Çok önemli bir konu da ise şu :
Bugün ülkede tam olarak ne oluyor , neler planlanıyor ve yakın gelecekte neler olacağını bilen kimsenin olduğunu sanmıyoruz, bu
öngörümüze üstelik meclisteki muhalefet parti ve liderleri de dahil.
Demokrasilerde böylesine belirsiz bir ortam söz konusu bile olamaz ve bu görüntü kaygı vericidir.
Adalet Partisi son iki yıldır ısrarla şunu söylüyor : Meclisteki tüm partilerin katıldığı , Meclis dışındaki partilerden de temsilcilerin
bulunduğu bir Milli Mutabakat ve Uzlaşı Hükumeti Genel Seçimlere kadar ülkeyi yönetmelidir.
Parlamenter sisteme derhal dönülerek Meclis çalıştırılmalıdır.
Hele Suriye de artık bir savaşın içine girildiği mevcut süreçte Meclisin kapalı kalması çok ağır sorumluluktur ülkeyi yönetenlere.
Nasıl olur da Mehmetçik cephede sonu ve sureci belirsiz bir savaşın içinde iken Meclis kapalı tutulur ?
Unutulmasın Mustafa Kemal Kurtuluş savaşının en kanlı çatışma günlerinde bile Meclisi açık tutmuş ve alınan kararları Mecliste onaylatarak
savaştan zaferle çıkmıştı.
Adalet Partisi olarak tarihe not düşerek hem Hükumete hem de sayın Cumhurbaşkanımıza uyarı görevimizi yapıyoruz.