GÜNDOĞUMU - GÜMÜŞHANE HABER
Yeterince anladık mı? Neden Cumhuriyet? Neden, tam bağımsız, özgür, laik, demokratik bir ülke olabilmek...
Tarihi belgelerin tozlu sayfaları kaldırıldığında bu gerçek çok daha iyi anlaşılacaktır.
Bir devrimci, bir büyük insan, bir eşsiz komutan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti ilan ederken neler düşünmüş? neleri amaç edinmiş?, neyi öngörmüş!
Önce tam bağımsız bir ülke olabilmeyi tasarlamış güçsüz, ayakları üzerinde duramayan bir imparatorluğun küllerinden yepyeni bir devlet kurulmuş.
Kurumlarıyla, kurallarıyla, yasalarıyla, çağa ayak uyduran devrimleriyle insanlığın kabul göreceği tüm değerlerle özdeşleştirilmiştir Cumhuriyet..
Anadolu, 19. yüzyılın başında cereyan eden gelişmelerin ardından bir anda düşman istilası altında kalınca bin yıllık medeniyetin beşiği Anadolu'yu kurtarmak hedefi yine Mustafa Kemal ve onun arkasında inanan Türk Ulusu'nun iradesiyle gerçekleştirilmiştir.
Emperyalist güçlerin tarihten bugüne dünden yarına değişmeyecek olan böl, parçala, yönet anlayışı halen devam etmektedir. Oysa Mustafa Kemal, bu gerçeği görerek Anadolu'yu tam bağımsız bir ülke olabilme adına yeniden Cumhuriyetle perçinlemiş, taçlandırılmıştır.
Çoğulcu demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından, insan kalabilmeyi hedefleyen tüm gerçeklerden hareketle modern bir devletin temel atılımı olan Devrimler adeta o temelin birer çimentosu demiri görevi üstlenmiştir.
Cumhuriyet yıkılabilir mi? öylesine sağlam ki bunu düşünmek bile imkansız. Cumhuriyeti tartışmaya gerek var mı? bu soruyu masaya getirecek olan her düşünce ihanetin ilk parçasıdır.
Demokrasinin temelindeki ana düşünce Cumhuriyettir. Cumhuriyet, Türk Ulunsun bugünkü varlığının temel unsurudur. Türkiye'nin etrafındaki her bir coğrafya da ateş çemberi giderek büyürken laisizmin gerçekliği tüm nesnelliği ile ortadadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin kendi kendini yönetebilmesi adına en büyük anahtardır, Mustafa Kemal Atatürk ise Cumhuriyetle birlikte yaşayacak olan büyük bir devlet adamıdır, askerdir yüzyılların dehasıdır.
Cumhuriyet sadece çelenk bırakarak, bir kaç süslü sözcükle ifade edilerek kutlanabilir mi? mümkün değildir. Bugünkü varlığı özellikle geride kalanların beynine bir mıh gibi çakılmadıkça geçmişte verilen mücadelelerin önemi kalmayacaktır
Cumhuriyeti özellikle din kisvesi altında vicdanları tehdit eden tüm gerçek dışı söylemler bugünde yerini kaybetmemiştir ve amansız mücadelelerine devam etmektedir. Sanki sekiz başlı ejderha gibi her gün çoğalmakta aslında onlarla mücadele verilirken neden Cumhuriyete sahip çıkmamız gerektiğini de Türk Ulusuna göstermektedir.
Cumhuriyet bu toprakların üzerine atılmış büyük bir zırh gibidir. Her türlü din istismarından her türlü bölücü söylemlerden her türlü sapkın düşüncelerden arınmak adına bilimi, çağdaşlığı, modernizasyonu, çağı yakalamayı, din ve vicdan hürriyetine saygıyı, kutsal terimlere olan hassasiyeti en önemlisi İNSAN kalabilmeyi öğrete bilen bir başka unsur da kalmamıştır.
Son söz dünya hızla bir başka yöne doğru evrilirken topraklar, haritalar değişirken sözcükler farklı gibi gösterilip temel düşünceler değişmemişken emperyalizmin kanlı hedefi devam ederken iç ve dış tehditler her zaman ki kendisini bir başka boyutla göstereceğini belli etmişken CUMHURİYET inanılmaz bir bağ ve birlikteliğin temel taşı olacaktır...
98. Yılında CUMHURİYET bu nedenle ebedi olarak YAŞAMALIDIR.
Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk...