Türkiye’de ekmek tüketimi ve üretimi yıllardır tartışma konusu olmaya devam ederken, israfın boyutu ise giderek daha vahim bir tablo ortaya koyuyor. Yapılan araştırmalara göre ülkede her gün yaklaşık 120 milyon ekmek üretiliyor, bunun 5 milyonu çöpe gidiyor. Yıllık kayıp ise 900 bin tonu buluyor.

Pandemi dönemi, ekmekle ilgili tartışmaları gölgede bıraktı ancak glüten, un kalitesi, maya ve üretim şekline yönelik soru işaretleri sürüyor. Büyükşehirlerde yaşayan vatandaşların ekmeği dışarıdan almak zorunda olması ise şüpheleri artıran bir diğer unsur.

Ekmek: Bir Gıda Değil, Kuşakların Hafızası

Ekmek, yalnızca temel bir besin değil; birçok insan için çocukluk anılarıyla dolu bir kültür unsuru. Fırından alındığında ucundan koparılan taze somun, reçelli-ekmekli kahvaltılar, ballı-kaymaklı dilimler… Tüm bu ortak hafızaya rağmen ekmek israfı ciddi boyutlara ulaşmış durumda.

İsrafın En Büyük Sebebi: Gereğinden Fazla Üretim

Günlük israfın 3 milyonu fırınlarda, 1,5 milyonu evlerde, 500 bini ise yemekhane ve restoranlarda meydana geliyor. Uzmanlara göre en büyük sorun evlerde değil; üretim zincirinin kendisi.

Çözüm Sofrada Başlıyor

Uzmanlara göre ilk adım ihtiyacın kadar ekmek almak. Ekmeği doğru saklamak, tazeyken dondurmak ve bayat ekmekleri yaratıcı tariflerle değerlendirmek israfı azaltmada büyük rol oynuyor.

Bayat ekmek, köfte harçlarından salatalara, geleneksel lezzetlerden tatlılara kadar pek çok tarifte özel bir yere sahip. Papara, hünkâr tarhanası, muhamarra gibi yöresel tarifler de bu kültürün parçası.

İtalya’dan Yunanistan’a, dünya mutfaklarında bayat ekmekle hazırlanan yemeklerin yaygın olması ise ekmeğin her coğrafyada değerli olduğunun göstergesi.

Gıdaya Saygı, Ekmekle Başlar

Ekmek israfının sadece bireysel değil, sistemsel bir sorun olduğuna dikkat çeken uzmanlar, hem üretim hem tüketim zincirinde bilinçlenmenin şart olduğunu belirtiyor.


 

Advert