İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin İl Başkanları Toplantısının öncesinde, Türkiye’nin güncel sorunlarıyla ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulunmak ve basın mensuplarının sorularını cevaplandırmak üzere basın açıklaması düzenledi.

İktidarın ve bileşenlerinin yaptıkları her açıklamanın, attıkları her adımın yaşama geçirdiği her uygulamanın, toplumsal kaygıları arttırdığını, toplumun sinir uçlarına dokunan ve yapay tartışmalarla birlikte sosyal çalkantılara vesile olduğunun altını çizen Dervişoğlu;

“İşbaşına geldikleri günden itibaren, yarattıkları gerginlikten beslenen ve bunu bir stratejiye dönüştürerek kamuoyunu yönlendirmeye çalışan, gerçek sorunları karartıp, toplumun tüm doğrularını kendi yarattıkları bataklıkta boğmayı hedefleyen bir iletişim yöntemi kullanmakta ısrar etmektedirler. Seçmen iradesini hiçe saymayı iktidarının gereği sayan saray rejimi; İstibdat arzusu ve OHAL tutkusunun tezahürü olarak, kayyum atamaları ile açıkça seçmeni tahrik etmektedir” dedi.

KAYYUM TARTIŞMALARI: “SARAY REJİMİNİN DEMOKRASİYE KARŞI AÇIK VE KARARLI BİR SALDIRISI”

Türkiye’nin gündeminde yer alan kayyum tartışmalarına ilişkin konuşan Dervişoğlu;

“Şüphesiz ki hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü ve görevi ve konumu gereği hukuk karşısında üstünlüğü yoktur. Suç işleyen varsa elbette cezasını çekmeli, hesabını da vermelidir. Ancak, kayyum yetkisinin ve uygulamasının yargısal denetimden muaf tutulması, süreklilik arz eden siyasi bir silah haline getirilmesi, saray rejiminin demokrasiye karşı açık ve kararlı bir saldırısıdır. Kayyuma karşı geliştirilecek olan tavrın odağında, Cumhuriyet düzenini korumak iradesi, hakkın ve hukukun hakim kılınması hedefi yer almalıdır. Aksi durumlar, arzulanan istibdat düzeni için beslenme sahasıdır. Bu iktidara yeni bir istismar alanı oluşturacak hatalardan azami şekilde uzak durulmalıdır. Bu sebeple, siyasi çevreleri ve milletimizi sorumlu davranmaya, itidal içerisinde hareket etmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı. 

“GEREKLİ ADIMLARI ATTIK”

İYİ Parti’nin kayyum düzenlemesinin kaldırılmasına yönelik TBMM’ye sunmuş olduğu yasa teklifine de değinen Dervişoğlu; “İYİ Parti olarak, 22 Kasım 2024 tarihinde TBMM’ye vermiş olduğumuz kanun teklifimiz ile; yerel yönetimlerin demokratik meşruiyetinin muhafazası, kayyum yetkisinin sınırlandırılması, yargının görüşü ve denetimine tabi tutulması için gerekli adımları attık ve Kanun teklifimizi TBMM Başkanlığına sunduk. Süreci kararlılıkla takip edecek ve millet iradesine her zaman her yerde sahip çıkmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 


“GENEL BAŞKANLARIN SÖYLEMLERİ NEDENİYLE VE SİYASİ RAKİPLERİNİN ŞİKAYETLERİNE BAĞLI OLARAK YARGILANMALARI HİÇ YERİNDE BİR UYGULAMA DEĞİLDİR”

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan davanın dün görülen duruşmasıyla birlikte yaşanan tartışmalara ilişkin Dervişoğlu; 

“Bilindiği gibi dün hakkında yürütülen bir hukuki süreç ile ilgili olarak mahkemeye giden CHP Eski Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyunun dikkatini çeken önemli açıklamalarda bulundu. Bana sorarsanız demokrasi tarihimizde önemli yeri olan partilerin genel başkanlarının söylemleri nedeniyle ve siyasi rakiplerinin şikayetlerine bağlı olarak yargılanmaları hiç yerinde bir uygulama değildir. Yargılanmasına neden olan iddialarla ilgili açıklamaları elbette ki kendi takdirleridir” dedi.

“KURUCU GENEL BAŞKANIMIZ AKŞENER’İ HEDEF ALAN AÇIKLAMALARINI ŞİDDETLE REDDEDİYOR VE KINIYORUM”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruşma esnasındaki ifadelerini; “Geride bırakılan dönemlerle ilgili çok daha özenli konuşmasını umar ve beklerdim” diyerek değerlendiren Dervişoğlu, İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener hakkında kullandığı ifadelere yönelik;

“İYİ Parti’nin bugünü ve yarınları nasıl bizimse dünü ve evveli de bizimdir. Toplumun önemli bir kesimini töhmet altında bırakan ve Kurucu Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’i doğrudan hedef alan açıklamalarını şiddetle reddediyor ve kınıyorum. Bizim yaşadığımız süreçlerle ilgili olarak, kendimize ait değerlendirmeyi ve özeleştirileri yetkili organlarımızda yapar, yarınlara dair yol haritamızı da kendi irademizle belirleriz” şeklinde konuştu. 

“ERDOĞAN’IN SEÇİM KAZANMASINA VESİLE OLAN BİZZAT KILIÇDAROĞLU’DUR” 

Türkiye’nin geçmişte yaşadığı seçimlere de atıfta bulunarak konuşmasına devam eden Dervişoğlu şu ifadeleri kullandı: “Çok fazla şey söylemeye gerek yok. Cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmeye başladığı günden itibaren; 2014’te Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, 2018’de Sayın Muharrem İnce’yi, 2023 yılında da kendisini Cumhurbaşkanı adayı yapan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kazanmasına vesile olan bizzat Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur” 

“EVİNİZDE KAVGA VARKEN KOMŞU EVİYLE KAVGAYA TUTUŞMAK SİZE BİR YARAR GETİRMEZ”

“Ayrıca biz CHP’ye uzaydan aday teklif etmedik ya da pazarlık içinde bir aday önermedik. Eski defterleri karıştırmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını hatırlatmak isterim. Ve yine hatırlatmak isterim ki; evinizde kavga varken, komşu eviyle kavgaya tutuşmak size bir yarar getirmez.”

“BAŞKASINI İTHAM, KENDİNİ MÜDAFAA DEĞİLDİR” SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU!”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, açıklamasına son verirken Kemal Kılıçdaroğlu’na şu sözlerle seslendi: “Kongre kaybedilir, sorumlusu başkası. Seçim kaybedilir sorumlusu yine bir başkası. Böyle bir değerlendirme vicdani değildir. İnsan biraz da suçu ve sorumluluğu kendisinde aramalıdır. Söylenecek çok fazla söz var ama dünün de bir hatırası var. O nedenle son söz olarak diyorum ki: “Başkasını itham, kendini müdafaa değildir” Sayın Kemal Kılıçdaroğlu!”

“TEĞMENLERİMİZE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAĞIZ”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Kamuoyunda oldukça tartışılan teğmenlerin ihracı süreciyle ilgili teğmenlerin avukatlarından gelen “emre itaatsizlik yapılmadı” açıklamalarıyla birlikte son değerlendirmesi sorulan Dervişoğlu; 

“Yapılan soruşturma ve idari tahkikat üzerinden bir değerlendirme yapmak durumunda değilim. Konuyla ilgili görüşlerimi açık ve net bir biçimde ortaya koydum. Teğmenlerin yaptıkları fiilden kaynaklı olarak ihraç edilmelerini icap ettirecek bir suç işlediklerine inanmıyorum. Dolayısıyla şu anda Türkiye’de herkesin morale ihtiyacı var ve moral bozması muhtemel adımlardan uzak durmak öncelikle bu hükümetin görevleri arasındadır. Teğmenlerimize sonuna kadar sahip çıkacağımızı ifade ediyorum. Orta yerde bir disiplin suçu işlenmiştir iddiası var, hepimizin malumu; ama bu işlendiği var sayılan hatanın, bütün bir ömürleri boyunca mesleklerine hizmet etme kararlılığı yetişmiş insanların ihracını oluşturabilecek bir eylem olduğu kanaatini taşımıyorum. O sebeple ihraç talebi söz konusu olabilir; ama idari tahkikattır bu. Bir bakarsanız uyarı olabilir, bir bakarsınız kınama olabilir. Bana sorarsanız orta yerde suç yoktur. Onlara bile ihtiyaç duyulmalıdır ama elbette ki soruşturmanın nasıl sürdürüleceğine de bakmak lazım. Siyaseten bizim görevimiz uyarılarda bulunmak ve haksızlığa uğramış insanların yalnız kalmadıklarını kendilerine göstermektir”