Gümüşhane Konfederasyonu Kurucu Başkanı Erol Tekçe, 28 Haziran Cumartesi günü İstanbul Sultanbeyli Aydos Sosyal Tesisleri’nde düzenlenecek olan İstanbul Gümüşhane sivil toplum kuruluşları istişare toplantısında, önemli bir buluşmaya öncülük edecek.
Toplantıya, Gümüşhane İli ve İlçeleri Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Tahsin Söğüt’ün de katılacağı bildirildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tekçe, “Kırmadan dökmeden her kesimi dinleyerek, Konfederasyonumuzu güçlü bir zemine oturtmak istiyoruz. İstanbul’da değerli STK yöneticilerimizle bir araya gelerek süreci değerlendireceğiz” dedi.
“Türkiye Ankara’dan yönetilmektedir. Amerika’yı yeniden keşfe gerek yok. Ankara’da güçlü lobi faaliyetleriniz yoksa güçlü değilsiniz ve olamadınız demektir. Ki, gerçekte böyledir.
Böyle bir yapılanmanın Gümüşhane cephesinden de bakıldığında bu anlamdaki boşluğunu ve eksikliğini görmek mümkündür. Bu durumun eksikliğini, öncesinde Gümüşhane’de ve dışında yaşayan hemşerilerimizi tamamının görebilmesi de mümkündür. Bunun için böyle bir yapı için de yeni bir dernek veya federasyon değil bunların üstü olan bir kuruluş KONFEDERASYON (geç kalınmış bile olsa) mutlaka kurulmalıdır diye düşünmekteyim.
Neden Ankara’dan başladım çünkü herkesin bildiği gibi ülkemizin başkenti Ankara olup ülkemiz Ankara’dan yönetiliyor olmasıdır. Ayrıca farklı bir yerde oluşturulmak istenirse eğer kurum ancak, iki ilde kurulabilir; bir İstanbul iki Ankara. İstanbul’daki STK’larımız oldukça güçlü konumda olduklarını biliyorum. (Bu anlamda yeri gelmişken bu kuruluşlarımızın yönetimlerini tebrik ediyor, kutluyor ve başarılarının daim olmasını diliyorum.) Ancak dediğim gibi Ankara yönetimin ve buna bağlı olarak tüm bürokrasinin konumlandığı yerdir. Yani ilk cümleden alırsak; “Ankara’da güçlü bir lobiniz yoksa güçlü değilsiniz ve olamadınız demektir ki,” bunun örnekleri çok açık ortadadır. İstanbul’daki güçlü STK’larımızın da bu anlamda elleri, kolları bağlı kalmaktadır. Kendi içinde güçlü olmak başka bu gücünüzü memleketinize taşımak başkadır. Bu gücünüzü taşıyabilmenin yolu Ankara’dan geçtiği gerçeğini görememek gerçekleri ıskalamak demek olup ayrıca olaylara “AT” gözlüyle bakmak demektir. Yani bakış açınız dar bir çerçevede kalacağından birçok gelişmeyi kaçırma ihtimalinin oldukça yüksek olma ihtimalinin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu da söylemeliyim. Dolayısıyla bunu görememek ve görmezden gelmekse erkinizin çok güçlü olmasının hiçbir kıymeti olmayacağı gibi, sahibi olduğunuz o yüksek gücünüz ancak, fasit bir daire içinde kalmaktan öteye gitmeyeceği gerçeğini gözden kaçırmak olur diye düşünüyorum. Ayrıca bu gücü kullanacak kişi ya da kişilerinde bu konudaki deneyimlerini unutmamak gerek. “İşin ehline teslim edilmesi” düsturunu unutmamak gerek.
Dolayısıyla belli hedefleri olan ve kurulmak istenen alanda bir eksikliğin, bir boşluğun doldurulması konusundaki hassasiyetlere dayalı ihtiyaçların karşılanabilmesi noktasından hareket etmek adına, doğru eksene oturmuş ve kuruluş amaçları çerçevesinde hareket edebilen bir kuruluşa sahip oluşumu esas alarak KONFEDERASYON’UN kurulması geç kalınmış bile olsa artık kaçınılmayacak bir gerçektir.
“KONFEDERASYON” olarak hedefe insanımızı koymak ve harekete geçirebilmek olmalıdır. Toplum veya bireysel olarak, düşüncelerimizi başkalarıyla paylaşarak, birlikte tartışarak, kavga etmeden, gerginlikler yaratmadan, uzlaşma kültürüne sahip olarak ve sorunlarımızı konuşarak, anlaşarak çözmek, yeteneklerimizi geliştirmek olmalıdır diye düşünmekteyim.
Ayrıca, ferdin doğuştan var olan fikri ve zihni yeteneklerini geliştirmek ve toplumun insani değerlerini hayata geçirmek suretiyle ülkemizin sosyal kalkınmasında beşerî güçlerini bir kurumsal kimlik altında ortaya çıkarmaktır. Bu duygu ve düşünceler içinde tüm insanlarımıza ulaşabilmek adına da ülkemizin her yerine dağılmış tüm hemşerilerimizin desteklerini beklerken sevgi, saygılarımı sunar ve en kalbi duygularımla selamlarım.
KONFEDERASYON konusundaki düşünlerimi belirtir bu konuda emeği geçen herkesin yüreklerine sağlık dileklerimi bildirmek isterim. Bu vesileyle tüm hemşerilerime selam eder saygılarımı sunarım.
İsa YILMAZ
Sanat Tarihçisi
Emekli Müz. Müd.
“Türkiye Ankara’dan yönetilmektedir. Amerika’yı yeniden keşfe gerek yok. Ankara’da güçlü lobi faaliyetleriniz yoksa güçlü değilsiniz ve olamadınız demektir. Ki, gerçekte böyledir.
Böyle bir yapılanmanın Gümüşhane cephesinden de bakıldığında bu anlamdaki boşluğunu ve eksikliğini görmek mümkündür. Bu durumun eksikliğini, öncesinde Gümüşhane’de ve dışında yaşayan hemşerilerimizi tamamının görebilmesi de mümkündür. Bunun için böyle bir yapı için de yeni bir dernek veya federasyon değil bunların üstü olan bir kuruluş KONFEDERASYON (geç kalınmış bile olsa) mutlaka kurulmalıdır diye düşünmekteyim.
Neden Ankara’dan başladım çünkü herkesin bildiği gibi ülkemizin başkenti Ankara olup ülkemiz Ankara’dan yönetiliyor olmasıdır. Ayrıca farklı bir yerde oluşturulmak istenirse eğer kurum ancak, iki ilde kurulabilir; bir İstanbul iki Ankara. İstanbul’daki STK’larımız oldukça güçlü konumda olduklarını biliyorum. (Bu anlamda yeri gelmişken bu kuruluşlarımızın yönetimlerini tebrik ediyor, kutluyor ve başarılarının daim olmasını diliyorum.) Ancak dediğim gibi Ankara yönetimin ve buna bağlı olarak tüm bürokrasinin konumlandığı yerdir. Yani ilk cümleden alırsak; “Ankara’da güçlü bir lobiniz yoksa güçlü değilsiniz ve olamadınız demektir ki,” bunun örnekleri çok açık ortadadır. İstanbul’daki güçlü STK’larımızın da bu anlamda elleri, kolları bağlı kalmaktadır. Kendi içinde güçlü olmak başka bu gücünüzü memleketinize taşımak başkadır. Bu gücünüzü taşıyabilmenin yolu Ankara’dan geçtiği gerçeğini görememek gerçekleri ıskalamak demek olup ayrıca olaylara “AT” gözlüyle bakmak demektir. Yani bakış açınız dar bir çerçevede kalacağından birçok gelişmeyi kaçırma ihtimalinin oldukça yüksek olma ihtimalinin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu da söylemeliyim. Dolayısıyla bunu görememek ve görmezden gelmekse erkinizin çok güçlü olmasının hiçbir kıymeti olmayacağı gibi, sahibi olduğunuz o yüksek gücünüz ancak, fasit bir daire içinde kalmaktan öteye gitmeyeceği gerçeğini gözden kaçırmak olur diye düşünüyorum. Ayrıca bu gücü kullanacak kişi ya da kişilerinde bu konudaki deneyimlerini unutmamak gerek. “İşin ehline teslim edilmesi” düsturunu unutmamak gerek.
Dolayısıyla belli hedefleri olan ve kurulmak istenen alanda bir eksikliğin, bir boşluğun doldurulması konusundaki hassasiyetlere dayalı ihtiyaçların karşılanabilmesi noktasından hareket etmek adına, doğru eksene oturmuş ve kuruluş amaçları çerçevesinde hareket edebilen bir kuruluşa sahip oluşumu esas alarak KONFEDERASYON’UN kurulması geç kalınmış bile olsa artık kaçınılmayacak bir gerçektir.
“KONFEDERASYON” olarak hedefe insanımızı koymak ve harekete geçirebilmek olmalıdır. Toplum veya bireysel olarak, düşüncelerimizi başkalarıyla paylaşarak, birlikte tartışarak, kavga etmeden, gerginlikler yaratmadan, uzlaşma kültürüne sahip olarak ve sorunlarımızı konuşarak, anlaşarak çözmek, yeteneklerimizi geliştirmek olmalıdır diye düşünmekteyim.
Ayrıca, ferdin doğuştan var olan fikri ve zihni yeteneklerini geliştirmek ve toplumun insani değerlerini hayata geçirmek suretiyle ülkemizin sosyal kalkınmasında beşerî güçlerini bir kurumsal kimlik altında ortaya çıkarmaktır. Bu duygu ve düşünceler içinde tüm insanlarımıza ulaşabilmek adına da ülkemizin her yerine dağılmış tüm hemşerilerimizin desteklerini beklerken sevgi, saygılarımı sunar ve en kalbi duygularımla selamlarım.
KONFEDERASYON konusundaki düşünlerimi belirtir bu konuda emeği geçen herkesin yüreklerine sağlık dileklerimi bildirmek isterim. Bu vesileyle tüm hemşerilerime selam eder saygılarımı sunarım.
İsa YILMAZ