Gümüşhane’de turizm yatırımları ve projeler uzun süredir kamuoyunun gündeminde yer alırken, asıl sorunun “yatırım değil turist” olduğu yönündeki eleştiriler giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor. Kentin turizm potansiyeline dikkat çeken çevreler, yapılan ya da planlanan projelerin ancak şehirde turist dolaştığı sürece anlam kazanacağını vurguluyor.

Turizm üzerine yapılan değerlendirmelerde, Gümüşhane’ye kazandırılan her yatırımın kıymetli olduğu belirtilirken, buna rağmen şehir merkezinde, tarihi alanlarda ve doğal güzelliklerde turist hareketliliğinin yeterince görülmediğine dikkat çekiliyor. Özellikle Süleymaniye başta olmak üzere kentin tarihi alanlarının beklenen ilgiyi görmemesi eleştiri konusu oluyor.

Komşu illerde marka otellerin birbiri ardına yükseldiği, büyük turizm yatırımlarının hayata geçirildiği hatırlatılırken, Gümüşhane’nin turizmi ne ölçüde benimsediği sorusu da gündeme taşınıyor. Turizmin yalnızca proje ve binalarla değil; gelen, gezen, yiyen, içen ve konaklayan turistlerle yaşatılabileceği ifade ediliyor.

Şehir halkıyla bütünleşen, esnafla temas kuran, Gümüşhane’nin tarihi ve kültürel dokusunu hisseden turistin, kente gerçek ekonomik katkıyı sağlayacağına işaret ediliyor. Bu sürecin sürdürülebilir olması halinde, ziyaretçilerin tekrar gelmesinin ve kenti başkalarına tavsiye etmesinin mümkün olacağı belirtiliyor.

Gümüşhane’nin lezzet yolculuğu açısından da önemli bir potansiyele sahip olduğu vurgulanırken, pestil, köme ve yöresel ürünlerin turizmin önemli bir parçası haline getirilebileceği ifade ediliyor. Ancak mevcut tabloya bakıldığında, kentin turizmden hak ettiği payı alıp alamayacağının Gümüşhanelilerin takdirinde olduğu görüşü öne çıkıyor.

 

Advert