Türkiye’nin son 22 yıl da yaşadığı tüm gelişmeler şaşırtıcı mıdır?
Yoksa bu coğrafyanın yeniden şekillendirilmesi adına başlatılan bazı fikirlerin yaşama geçirilmesi adına oynanan bir oyun mudur; iyi analiz etmek gerekir!
*
Demokrasi var! diyerek vidaları gevşetilmiş, çok sesliliğin kısıtlanır halde tutulduğu, işçinin, emekçinin, üreten kesimin adeta üzerinden hızar gibi geçildiği bu dönem, sol eylem hareketinin bütüncül düşünerek bir yeni oluşuma aslında sorunların kökten çözümü adına yeni bir eylemi yaşama geçirmenin zamanı gibi durmaktadır.
*
Nefes borusu meclisin neredeyse hiç kıpırdayamaz hale getirildiği, milletvekili sözcüğünün sembolizeden öteye gidemediği bu çok karmaşık yıllar, Türkiye’nin artık daha fazla zaman kaybedemeyeceğini ortaya çıkarmıştır.
*
Bugün aklı başında herkesin önümüze koyduğu gerçek; toprakların büyük bir göç istilası ile karşı karşıya bırakıldığıdır. Ülkemiz coğrafyasının sınırları dışarısında yaşanılan kaos bu toprakları alternatif haline getiren bir çıkar yolu gibi göstermek isteyen kimi adlandırılmalarla -dinsel terimlerin çoğunlukla kullanıldığı söylemler- yumuşak geçişte üstünlük kuranların bilmedikleri tek şey! Türk nüfusunun giderek sesinin çıkartamayacak hale dönüştürülmesinin istenilmesidir.
*
Yabancıların, ne idüğü belirsizlerin akın akın dolduğu Anadolu'daki pırıl pırıl zihniyetler elbette yarının temini gençler kaçıp gitmektedir ki aslında üzerinde durulması gereken başlıca konu burada önümüzde durmaktadır.

*
Cumhuriyet tarihimizin en keskin, en zorlu açıklanamaz hale gelmiş ekonomik kriz kıskacında emekçiler, üretenler, ortadirek, emekli, memur, işçi, kadınlarımız, çocuklarımız kendilerine bir gelecek ararken bu konuda umut veren açıklamalar ötesinde herhangi bir gelişme yaşanmazken krizin nereye toslayacağı bilinmemektedir.
*
Özellikle eğitim alanında yapılan düzenlemeler ana unsur laik, bilimsel, çağdaş eğitimin Atatürkçülük kavramının içinin boşaltılmaya başlandığı süreçle birlikte çocuklarımızın yarınlarımızın çalınmaya çalışıldığı ortamda bir şeylerin gidişatına dur diyememek şaşırtıcı ve gerçekten hayal kırıklığı oluşturmaktadır.
*
Anadolu toprakları bereket yağarken, ithalata dönüşmüş ekonomik benimseme ve sadece kapital sermayeye teslim olmuş üretim düşününden ırak ekonomik yapının ülkeler tarihinde ne kadar büyük bir yıkıma yol açtığı dün gibi ortadadır.
*
Ortadirek dediğimiz kesim adeta kaybedilirken yoksulun daha yoksul, fakirin daha fakir, zenginin daha fazla zengin olduğu bir dönemim sesleri uzata değil karşımızdadır.
*
Büyük Atatürk’ün dediği gibi Yurtta sulh, Clhanda sulh ilkesinden sıyrılarak hiç olmayan başka bir yönetim şeklindeki hayata dokunma karışma isteği yorum veyahut hayalperest söylemlerin karşılığı başta ekonomik olmak üzere Türkiye’ye pahalıya patlamıştır.
*
Sağlık sistemindeki keşmekeşlik, işinden adeta kaçarcasına bırakan sağlık çalışanları, emeğinin karşılığını alamayan emekçiler, üreteneler, işçiler, köylüler sömürüye bayrak açmış milyonlarca yurtseverin bugün kaybedecek bir şeyi kalmamıştır.
*
Güçlü ordusu ile bölgesinde bir caydırıcı güç halinde olan asırlardır bu gerçeğin gereğini yapan düşmana kartal, dosta güvercin Türk Silahlı  Kuvvetleri'nin pozisyonu ise tartışılan bir başlık haline getirilmiştir

*
Devlet yönetiminde liyakatin, bilginin, deneyim ve stratejik planlamaların terk edilerek, günübirlik yarını göremeyen sadece ünü kurtaran hareket eylem ve planlamanın sebep ve sonuçları ülkemizi zor durumda bırakmaktadır.

*

Parlamenter meclisin daha fala güçlendirilmesi yargı yürütme ve yasamadan oluşan güçler ayrılığının varlığı laik, demokratik aynı zamanda güçlü Türkiye’nin tapusu bilindiği halde tüm bu ifadelerin bugüne kadar nerede kaldığı görüldüğü veyahut fiili olarak yaşama tatbik edilip, edilmediği de sorgulanacak bir başka meseledir.
*

Yönetimsel olarak birlikte üretmeden yana, çoğunluğun sesi, eşit özgürlükçü, laik ve bilimsel anlayışın timsali olmuş solun tüm bu gelişmeler ışığında milyonları arkasına alarak üreten, kullanan dost ve barışçı bir siyaset güden aynı zamanda gerektiğinde muktedirliğini ortaya koyan bir yönetim anlayışında bir araya gelinesi kaçınılmazdır.
*
Saygın ve güçlü, ilkeli ve demokratik ayaları yere sağlam basan tüm bu sebep ve sonuç ilişkisi içerisinde sol sağın alternatifi olacağını göstermelidir.

*
Ne yazık ki solun karmakarışık yapısı şimdilik bu onu başlıklarına bir çare olarak ortada görülmemektedir. ‘Sol’ birleşmesi bütülüğü meselelerin çözümü noktasında izah etmeye çalıştığımız bu keşmekeş düzlemde anahtar konumdadır.

Advert