Ligin 3. haftasında Göztepe'ye mağlup olan Trabzonspor'da eleştiri okları yönetim ve Ersun Yanal'a yöneldi. Trabzonspor derin kulislerini yakından takip eden ve doğru analizleri ile fark yaratan Eski süper lig hakemi Hamza Mısır Trabzonspor nasıl şampiyon olur? başlıklı yazısında başarının anahtarını da gösterdi.
Her satırı özenle seçilmiş cümlelerle kaleme alınmış Trabzonspor analizinde Mısır, çarpıcı ve dikkat çeken ifadelerle şu görüşlere yer verdi...
Efsaneler şehri, futbol ihtilalinin başkenti Trabzon’da Trabzonspor’u dışarıdan yönettirmek, Müslüman mahallesindeki salyangozun hikayesine benzer.
Her kulübün kendine has gerçekleri vardır. Trabzonspor halkın takımıdır. Halkla bütünleşirse başarılı olur.
Uçaktan tesislere, tesislerden uçağa giden oyuncu ve hocayla asla başarılı olamaz. Yusuf Yazıcıların sayısı artmadıkça da!..
Dışarıdan kim geldiyse tutmadı, yapamadı. (Takımın formasını giymiş, suyunu içmiş, havasını koklamış ancak dışarıda olan oyuncuyu bunlarla bir tutmam) Trabzonspor ne zaman şampiyon olmuş ya da kupalar kazanmışsa bunu kendi yapısından çıkan hocalarla, yöneticilerle başardı.
Ersun Yanal ya da O'nun gibi teknik adamlar Trabzonspor’da sadece süresini uzatır.
İki ileri bir geri..
Trabzonspor menajerlerle idare edilemez
Muharrem Usta’yı seven de vardır, sevmeyen de, Ersun Yanal’ı beğenen de vardır beğenmeyen de. Bunları normal karşılarım. Normal olmayan Trabzonspor’un varoluş felsefesine aykırı davranmaktır.
Bu şehrin Özkan Sümer’i, Şenol Güneş’i, Sadi hocası, Giray Bulak’ı, Mustafa Reşit Akçay’ı, Ünal Karaman’ı, Tolunay Kafkas’ı, Hami Mandıralı'sı, Ogün Temizkanoğlu'su, Abdullah Ercan’ı var.
Bu değerler dışarıda durdukça bu takım nasıl başarılı olacak?
Şampiyonluk projesi o kadar ucuz mu?
Ayrıca bu kadar değeri varken Trabzonspor menajerlerle idare edilemez.
TRABZON’DAN YÖNETİLMELİ..!
Trabzonspor, Trabzon’dan yönetilmeli tezini her zaman savundum, savunmaya da devam edeceğim. Bu takımın başkanı da, hocası da Trabzon’da oturacak, Trabzon’da olacak. Kahvaltısını Faroz'da yapacak, öğle yemeğini Erdoğdu’da, akşam yemeğini Meydan'da, Arafilboyu’nda Halil Melek ile yiyecek. Bunun başka izahı yok.
Usta’nın Trabzon’da çok güçlü bir yönetici arkadaş grubu olur, bir yere kadar anlarım ancak o da yok..!
BU TAKIM ÇALIŞMIYOR..!
Ersun Yanal ve yardımcıları bırakın şehirle bütünleşmeyi, bağlı oldukları TÜFAD’ın yerini dahi bilmezler. ASKF desen anlamını sorma gereği duyarlar. Ersun Yanal 1-2 antrenmanın sadece ısınma turlarını basına açık tutuyor. Yani ‘20 dakika bakın gidin’ diyor.
Sebebinde; bu takım çalışmıyor, basın bunu görmesin, yazmasın, irdelemesin kurnazlığı var.
Bu takım iki yıldır ayak tenisi oynuyor.
Bunun başka izahı var mı?
Varsa Can söylesin, Ulaş söylesin..!
Sözün özü;
Trabzonspor takım olmadıkça başaramaz, yarışamaz !
HER MAÇA GÖRE TRANSFER
Ersun Yanal iki yıldır transfer istiyor. Yaptığı transferlere bakın, Suk’dan İbanez’e, Ramil’e Bero’ya..! Göztepe’nin hocası 1.5 ayda takım yaptı, Ersun Yanal yapamadı. Sistemi yok, oyun felsefesi yok. Her maçtan sonra da transfer talebi var. TFF’nin yapacağı iş; transfer sezon boyu açık tutulsun, Merkez Bankası da Trabzonspor’a bağlansın; iyi mi?
2008’İ UNUTMA..!
Trabzonspor 2008’de Şenol Güneş’i devlet töreniyle Kore’den getirdi. Sadri Şener ve Hayrettin Hacısalihoğlu güçlü bir yönetim kadrosu ile Trabzon’u bütünleştirdi. Her yönetici kurumlara, mahallelere, basına dağıldı. Şehir tek ses, tek yürek oldu.
Sonuç mu?
2010-2011’de 82 puanla şampiyonluk geldi.
Nasıl mı yıkıldı?
Önce, takım 9 puan öndeyken devre arasında yapılan kongrede dağılmaya başladı. Bazı yöneticiler şampiyonluk fotoğrafında olsun diye hareket edildi. Arkasından başkanı, asbaşkanı kavga ettirildi.
Sonunda başkan ile hocası kapıştı ve film kötü bitti.