29 Ekim, takvimdeki sıradan bir gün değil, bir milletin yeniden doğuşunu simgeleyen, köklerinden aldığı gücü geleceğe taşıyan bir tarih. Bu tarih, bir imparatorluğun çöküşünden sonra küllerinden doğarak, özgür, laik ve demokratik bir ulus olarak yeniden var olmanın simgesidir. Cumhuriyetimizin 101. yılında, geçmişin zorluklarından ve bugün bize bıraktığı eşsiz değerlerden bahsetmek, bu büyük mirasın anlamını bir kez daha hatırlamak için önemli.

19. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı İmparatorluğu’nun dört bir yanında huzursuzluk, savaş ve yıkım yaşanırken, Türk milleti varlığını korumak için mücadele etti. Ancak bu zorlu yolculuk, büyük bir devrimle, yani Cumhuriyet’in ilanıyla taçlandırıldı. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti çağdaş, laik, demokratik bir ülke olarak kuruldu ve tüm dünyaya bir örnek teşkil etti. Bu süreç, yalnızca bir yönetim değişikliği değil, aynı zamanda milletin kendi kaderini tayin etme gücüne kavuşmasıydı.

 

Atatürk, "Türk Milletinin karakterine en uygun idare şeklinin Cumhuriyet olduğunu" özellikle vurgularken, bu rejimin yalnızca yönetim biçimi olmadığını, milletin kimliğini ve değerlerini yansıttığını ifade ediyordu. Cumhuriyet, bağımsızlık mücadelesi veren bir milletin küllerinden doğan bir bayrak, mazlum milletlere örnek olan bir başarı hikayesi, her vatandaşa eşit hak ve özgürlükleri tanıyan bir yönetimdir. 101 yıl boyunca Cumhuriyet, her yaştan bireyin kimsesizliğini gideren, toplumu bir arada tutan ve ilerlemeyi mümkün kılan bir çatı olarak varlığını sürdürdü.

Bu rejim, yalnızca geçmişin acılarını dindirmekle kalmadı, aynı zamanda geleceğe yönelik bir umut kapısı araladı. Cumhuriyet’in bize sağladığı en büyük değerlerden biri de, düşüncelerimizi özgürce ifade edebildiğimiz, adaletin ve hukukun üstün olduğu bir toplum yapısıdır. Bugün 101. yılını kutladığımız Cumhuriyet, bizim özgürce düşünebilmemizi, kendimizi ifade edebilmemizi ve toplumsal haklarımızı savunabilmemizi sağlayan en kıymetli mirastır.

Her 29 Ekim’de yaşadığımız coşku, bu mirasın ebedi olduğunu, milletimizin Cumhuriyet değerlerine olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu coşku, yalnızca geçmişte kazanılan zaferlerin değil, geleceğe duyduğumuz inancın da bir göstergesi. Çünkü Cumhuriyet, yalnızca tarihte yaşanmış bir devrim değil, bugün de varlığını sürdüren, bize güç ve ilham veren bir yaşama biçimidir.

Cumhuriyet'in 101 yıllık yolculuğu, Türkiye’nin daima özgürlük ve bağımsızlık arzusuyla dolu bir millet olduğunu dünyaya gösterdi. Atatürk ve silah arkadaşlarına, bu büyük mirası bizlere armağan eden tüm kahramanlara minnetle… Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun; bu değer, yarınlara, daima ilerlemeyi hedefleyen nesillere ilham olmaya devam etsin.