İngiltere’den sekiz gol yediğimiz maçın öğleden sonrası okulu terketmiştim.

O zaman nerede okul servisi,

Yüreğim çarpa çarpa siyah beyaz Tv’mizin yanına koşmuştum.

Milli Takımı izleyecek ve kendimce yeneceğimizi sandığım İngiltere maçını zevkle izleyecektim.
Nereden bilebilirdim ki, Barns, Platt, Shaltıon gibi oyunculara sahip zamanın dev İngiltere’si karşısında sekiz gol yiyeceğimizi.

Oysa geçenlerde bir spor dergisine konuşan ve okuduklarımla gözlerimden adeta yaş getiren kova kaleci Yaşar’ın ne hallere düşeceğini nerden bilebilirdim ki..

İngilizlerden tam sekiz tane yemiştik.

Bizim için tarihi kara bir gündü.

*

Bindokuyüzseksenli yılların ortalarından şimdi 2012’lere geldik

Bugün ne yalan söyleyelim, Dünya ikincisi Hollanda’yı elimizden kaçırdığımıza yanıyoruz.

Hey gidi günler hey!

Tam yirmi beş yıl olmuş.

Bizim o dönemde milli takım denildiğinde göğüste Ayyıldız yürekte aşka vardı.

Ayyıldızlı formayı giymek bambaşka bir duyguydu

Şimdilerin terbiyeden yoksun seyirci kültürü kapıcı Rıza diyerek aşalamaya kalktığı Türk Futbolunun en efendi ve başarılı oyuncularından Rıza’nın (Çalımbay) Arnavutluk’a attığı gol sonrası yaşadığım sevincin hazzıyla kafamı kapıya çarptığım günlerdi o zamanlar.

Oysa şimdi futbol adeta magazinleşti forma ve vatan aşkı unutuldu.

Tribünler milli futbolcuları ıslıklar, mili futbolcular arkadaşlarına neredeyse kafa atacak hale geldi.

Bu ruh başarabilir mi acaba?

Bu anlayış Milli takımı başarılı kılar mı?

Hollanda maçında Selçuk neden oynamadı,

Estonya maçında Emre Hamit’ i neden iteledi,

Şu hale bakarmısınız?

Milletin neredeyse açlıktan nefesi koktuğu geçim derdine düştüğü şu günlerde ceplerindeki paranın hesabını bilmeyen şımarık simalar kendilerini  futbolcu zannedenler adeta bizimle dalga geçiyorlar.

Yazıklar olsun!

Bir teşekkürde Federasyonumuza!

Altmışar bin liracık Estonya primi dağıtmış,

Bir daha yazıklar olsun,

Milli takım formasını para için giyenlere…..