Tam 10 yıl geçti.
Basın Bayramı deyince aklıma geliverdi.
Gazeteci, basın mensubu, haberci, editör gerçekten bayram yapar mı?
Ya da bayram yaptığını sanıp avunur mu?
Basın güçlü oldukça bayramdır,
Sıradan sözlerle bayram kutlasak ne olacak?
Yazdın mı, pohpohladın mı,?
Senden iyisi yok,
Basının bayramı aslında bıraktığı izdir, başardığı iştir.
Bakıyorsunuz,
Türkiye’de doğru dürüst bir basın anlayışı var mı?
Yok.
Çünkü basının olması için kafaların içi de özgür olması gerekir?
Bir haber sulandırmak yerine objektif yazmak bizim görevimiz ise bu işi başardık mı, alkışlanmak takdir görmekte hakkımız.
Her şeyden önemlisi sade sözcüklerle bayram olmaz.
Basının ne yaptığına bakmak gerekir,
Neticede bayram bir etkinin, yapılan bir işin sonucudur.
Bir iş mi başardın, gündem mi oluşturdun, bir yaraua merhem mi oldun,
O zaman istediğin kadar bayram et.
Gel sen memleketinde koca koca sorunları gör,
Hiç bir şey yapma,
Sıradanlığa alış,
Sessizce bekle,
Elinde fotoğraf makinesi dolaş,
Sağdan soldan aşır,
Sonra basın ve bayram deyip avun.
Belki sende inanmıyorsun ama,
İşte dostlar alışverişte görsün misali.
Doğruyu yazmayan,
İşine geldiği gibi yazan,
Sıradanlıktan kurtulamamış,
Etkisi az,
Sessiz, sakin, risjk alamayan,
Gündemi belirleyemeyen basının bayramı olsa ne olur, olmasa ne olur..