Şu günlerde hemşerimiz Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Kanal D’de ekranların en önemli, en soluklu dizisi Arka Sokaklar’ın geçen haftaki bölümünde Başkomiser Hüsnü Çoban’ın ölüp ölmeyeceği yani uzun süreden beri canlandırdığı karaktere veda edip etmeyeceği tartışılıyor…
Sözcü gazetesinin reyting rekoru kıran yazıları ile bilinen yazarı Yılmaz Özdil bukonuyu köşesine taşımış son bir ayda gelen 27 şehit polis haberini bu konuyla çok fazla haşır neşir olan Türk halkının dikkatine sunmuştu.
Başa dönersek;
Sanatçıdır, ekmek parasıdır, yaptığı iştir, geçim dünyasıdır.
Hak ettiğini alır, kimse bi şey diyemez.
Diziler, reytingler, gazeteciler, ışıklar, ilgi, zirve, tepede olma!
Ona da eyvallah! Kimsenin bi şey dediği yokta;
Acaba Özgür Ozan bey, ülkenin şu kritik günler geçirdiği kimi rakamlara göre 400’ü geçen şehit haberlerinin hatırına bu kadar konuşulmasının önemli olup olmayacağı tartışılacak sanal vefat haberinin bu ülke insanına getirisini de acaba düşünmüşmüdür?
Altı üstü bir dizi de beş çocuklu, işinde titiz bir hayli sinirli ama yumuşak bir karaktere sahip Başkomiser Hüsnü Çoban yarattığı reytingin aslında geçirdiğimiz şu hassas günlerde çok öne çıkması konusunda acaba neler hissetmektedir?
Ne dedik, sanatçıdır saygımız sonsuz…
Ne ki hangi amaca hizmet edeceği belli olmayan Hüsnü Çoban karakterinin sanal ölüm haberi, 400’ü geçtiği ifade edilen şehir haberlerinden çok mu önemlidir?
Velev ki;
Hüsnü Çoban diziden ayrılsa ne olur?, ayrılmasa ne olur?
Oysa 400 şehidin ailesi, çoluk çocuğu, eşi dostunun yürekleri parçalıdır, hüzünlüdür ve Hüsnü Çoban’ın ölüp ölmediği ile ilgilenmemektedir.
Türk Halkı, ulusu, milleti Hüsnü Çoban’dan öte dizideki o malum sahneden çok bu konulara kafa yorması gerekmez mi?
Nasıl bir toplum olduğumuz, dönüştürüldüğümüzü, bazı kimi değerleri yitirmeye başladığımızı yoksa üzülerek ifade mi edelim, kabullenelim!
Bizce en iyi yanıtı alabilmek için Özgür Ozan’a pardon Başkomiser Hüsnü Çoban’a sormak gerekmez mi?
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar