Birikimleri var,
Birer bilgi küpüne dönüşmüşler adeta.
Saygın, dürüst ve her bakımdan ihtiyaca binaen çok fazla şeyler vereceklerinden bir hayli eminler.
Hani nasıl derler tahsilse tahsil, adamlıksa adamlık, hizmetse hizmet.
Çoğu var eksiği yok.
*
Konuşurken sanki gözlerimizin içine bakıyorlar.
Sanki o konuyu açsam diye bekliyorlar,
Unutulmaktan öte belli ki tepki koymaya kadar varan bir ruh hali içerisindeler.
*
Bu toprağın insanları olarak hakları olan vefayı bekliyorlar,
Fırından çıkmış demir misali kızgınlar.
Evet, gerçekten kendilerine bir şans verilmediğinden yakınıyorlar.
*
Çoğu zaman şehirle ilgili üstün bilgiye sahipler, bildikleri yönünü her dalda ortaya koyuyorlar.
Açıp geriye dönüyor onlar hakkındaki bilgilere bakıyoruz
Ve gerçekten haklılar! gerçekten biz bu değerleri neden bulup ortaya çıkarmıyoruz.
*
Başa dönüyorum..
Bu şehirle ilgili olarak herkesin tabi ki en yüce fikirlere sahip olduğunu biliyoruz,
Halisane duyguları o kadar yüce ki,
Unutulmuşluğa bir anlam veremiyorlar.
*
Birazcık daha açalım konuyu öyleyse,
Mesleğimiz gereği olarak iyi gözlem yapmak durumundayız.
Kim ne demiş, ne demek istiyor ya da hangi söylemlerin eyleme dönüşmesini bekliyor iyi analiz etmek gerekir.
*
Söz şehirden açılmışken şehir adına yapılacakları sözlerimizin arasına katıştırıyoruz.
*
Giden beyin göçünden
Kırılamayan klişe tartışmalardan söz ediyorlar
Onlarca kez tekrar ettim, edeceğim
Herkesin her şeyi iyi bildiği yerde sizin sadece susmanız gerekiyor öyleyse.
*
Ben açıkça dedim ki, ‘Şehir beyin göçünü öncelikle geri getirmek zorunda’
Yani şehre verebilecekleri çok şey olan değerler mutlaka yeniden dinlenilmeli.
*
Bakıyoruz,
Aynı sima, aynı söz, aynı slogan, aynı tepki
Olmuyor işte, bir adım ileri gidilmiyor.
*
Bu bakımdan işte o değerlerin iyice analiz edilmesi onlarında şehirlerine olan aşkına yer verilmesi gerektiğini söylüyoruz..
*
Ve onların ortak sözleri de şöyle yükseliyor,
‘Bu şehre çok şey verdiğine inananlar var da biz bu toprağın insanı olarak neden ıraktayız’!
Seviyoruz bu şehri, bu şehrin bizlere ihtiyacı olduğuna şüphemiz yok’’
*
Doğru söze kim ne diyebilir ki,
Resme bakıyorum
Gerçekten
Profesör, mimar, mühendis, bilim adamı, eğitmen, akil.
Hangi meslek grubunu dile getirirseniz getiriniz,
Bu insanlarımız gelecek davet bekliyor,
Ben de varım diyor.
*
İnandığım şekilde şehir için yürümek istiyorum diye kenarına ekliyor
Onların sizden bizden hiçbir farkı yok.
Yeter ki bir el uzatılsın deniyor
Kazananın hepimizin olacağını söyleyerek sözlerimi tamamlıyorum..
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar