Sevgili! 
Nereden bilecektik ki,
Cumhurun başı konuşurken ağzını yaya yaya ABD’nin siyahi başkanı sakız çiğneyecek..
Karşılığı ne olmalıydı sence…
Bakma sen, uçaktan hızlı hızlı indiğine gözünde siyah gözlük CIA ajanlarının arasından lüks makam aracına bindiğine;
En büyük benim dercesine selamını çakıyordu G 20’ye bi kez daha…
Herkes yüzde kırkdokuz buçuk ile seçilmiş Davutoğlu’nu aradı ama tövbe ben söylemiyorum taraftarlarının geçtiği haber!
Meğer başkan benim pozuymuş verilmek istenen…
Canlı logolu plazmalardan yayın yapan tv’lerden böyle yorum yaptılar iki gün boyunca…
G 20 bu! 
Türkiye dönem başkanlığını Antalya Belek’te nihayetlendirirken bazı mesajları da verecekti..
Kaderin gözü kör olsun,
Fransa’daki terör aldı götürdü her şeyi..
Sevgili!
Suudi kralın 400 mercedesi kiralayıp uçak dolusu bavulu Antalya’ya indirmesi değildir beni kızdıran,
Ne ki bütün gün Obama’nın yanağını okşayan fotoğraflar servis edilince,
En yakınındaki gerçeği yansıtmıyor deyiverince,
Moralim bozuldu..
Mesaj büyük olacaktı sevinci kursağımızda kaldı…
Sevgili!
Bu zirveden bize ne çıktı dersen,
ABD’nin uçağı merdivenlerini hızlı hızlı inen başkanının ABD askeri isterse IŞİD’in Rakka’sına şırrak! diye gireceğini söylemesine heyecanlanmıştık ki,
Aptal değil ya,
Tampon bölgemize de karşı çıktı,
PYD güçleriyle YPG’nin desteklenmesini istedi.
Elinoğlu dediğin böyle bi şeydi.
Sevgili!
Putin’den Merkel’e, Suudi kralından Kanada’nın yakışıklı başbakanına kadar aslında G 20’den bi şey çıkmadı.
Türkiye bir büyük organizasyonu kazasız belasız atlattı, o kadar.
Millet kendi havasındaydı anlayacağın..
Liderler böylelikle,
Antalya’yı ülkemizi görme fırsatı yakaladılar, yorgunluk attılar
Ne Almanların göçmenlere yaklaşımı,
Ne Rusya’nın Esad konusundaki tutumu,
Ne Suudi’nin ne gam dercesine havası değişmedi G20’de..
Sevgili!
Ben G 20’yi yazarken Silvan ve Nusaybin’de savaş devam ediyordu,
Dönüyoruz biz şimdilik yine gerçeklerimize…