Sevgili,

Bu sabah uyandığımda karşı komşunun balkonuna konmuş serçenin kanadının kırık olduğunu gördüm.

Belli ki canı yanıyordu,

Tedirgin ve ürkek haliyle pencere dışına konan kuru ekmeleri gagalıyordu etrafını süzerek.

Bu şehirde yaşam zor,

Ağaçlar yavaş yavaş yaprak döküyor.

Çöpçülerin bile morali bozuk.

Bugün ne yapsam diye usul usul yatağımdan kalkarken, bacadan çıkan dumanın bile keyfi yerinde değildi.



 



Sevgili,

Ekmeğinde tadı bozuk şu günlerde,

Akşamları sofraya konan o canım ekmeğin.

Kaşıkların tabağa vuruşu bile keyifsiz

Lambanın feri sönük.

Etrafımdaki insanlara bakıyorum.

Ya ben bir şey bilmiyorum ya da bir başka dünyada yaşıyorum sanki

Tekerlekli sandalyesiyle İETT otobüsüne binemeyen vatandaşın isyanı geliyor aklıma

Şoförün hiçbir şey olmamış gibi bakışlarına kızamıyorum bile



 



Sevgili,

Sana saltanattan uçaktan damattan eşden dosttan saraylarda içilen ejder suyundan söz etmeyeceğim bugün.

Bugün kaç ağaç koptu kökünden biliyormusun?

Kaç ton kirlilik aktı nehre, denize, durgun suya.

Hesabını verebiliyormuyuz?

Yoksa simitçinin arabasına el koyan, üç beş kuruş eve ekmek götürmek isteyen seyyar balıkçıyı çekiştire çekiştire bir de çok büyük bir iş yapıyormış gibi sırıtan zabıtaya mı isyan edeyim?



 



Sevgili;

Bugün hiçbir şey yapmak istemiyor canım,

O bilindik sözleri tekrarlayan siyasetçiler yok mu?

Tuzukurular,

Şu koca dünyada gözlerimizin içine baka baka yalan söyleyenler.

Alıp gittiklerini geri vermeyenler

Kimi kime şikâyet edeyim.



 



Sevgili

Akşam sokaklarda bile tek başına yürünmüyor

Çöp toplayan çocukların acı sevinçlerini duyuyorum,

Anadolu’da tarım bitti diyor yaşlı çiftçi,

Tüm güzelliklerin öldüğünden söz ediyor.

Bir zamanlar baharda kış da, yaz da, sonbahar da bir başka yaşanırdı bu ülkede

Bu ülkede artık hiçbir şey iyi gitmiyor.



 



Sevgili,

Koşan çocukların yüzündeki tebessüm gitti

Mutluluğu çoktan unuttuk,

Biz eski biz değiliz,

Eski gramofonları, radyoları çoktan çatıya çıkardık

Siyah beyaz TV’deki türküler, cızırtılı sanat musikisinden eser kalmadı.



 



Sevgili,

Güz yağmurlarını bekliyor ülkem,

Acıları bal eylemiş,

Sevinci çoktan unutmuş ülkem

Birşeyer yapmalıyız diyorum ama nereden başlayacağımızı bilemiyorum.

İşin kötüsü de bu ya,

Neresi karanlık, neresi aydınlık

Hangi yol daha güvenli, soramıyorum bile



Geçen vapurun dumanı gibi solup gidiyor umutlar

Hoşcakal, hoşcakal sevgili..