Bizim yalnızlığımız kimseye benzemez. Bir kor misali dokunulmaz, bir kar misali soğuk olsa da sokağın başında yalınayak üşümüş çocuğa benzer dertlerimiz.

*

Bir nargile dumanında anlatacaklarımız üstüste geldiğinde bizi yalnız bırakmayacak ellerin varlığından şüphemiz yoktur.

*

Bakarkör olamayız örneğin, bana ne! ‘aman sendecilik’! bir kenarımızdan geçmez..

*

Duyduk galiba ‘hamaset kokuyor bu sözler’! denilse de Gümüşhane ölçeğinde hiçbir zaman kulağın üzerine yatmak diye bir şey yoktur.

*

Yazmanın, biriktirmenin, sıkışmışlığın bir sonu yok mu? Şehrin üzerinde dolanan kara bulutların dağılmasından yanadır duygular, yağmurun bereketi getirdiği gibi çatlamış toprağa ilk damlanın düşmesi gibi her gün umuda tutunarak yaşama sevincini kurtarmak gerek.

*

Bu şehir üzerine ahkâm kesmek haddimize değilde ne ki günden güne büyüyen sorunların yumağı artık çekilmez bir hale geldi.

*

Yorgun mu yoksa insanı? Taşlar mı tartmıyor ayakları, düşünceler kafalardan uçup gitti mi yoksa; yoksa zaman dediğimiz ömür törpüsünün kurbanı mıdır bu kadim şehrin başındaki fırtınalar…

*

Mutlu değilse evin içinden süzülen ışık, ağlıyorsa bacasının dumanı, bahçesinden gelen çığlık kurtar diyorsa, derelerinin çağlaması bile değişmişse, akmıyorsa gözyaşları içine, dağların başından duman çekilmişse ve herkes ne olacak derdine düşmüşse bir zaman;

*

Sırasıdır, sırada asılı kalan dertlerin torbasını açıp bakmak.

*

Bu bir fenomen duygu değildir, bir yakarışın toprağa gömülü başların haykırma zamanının geldiğinin tam sırasıdır vesselam.

*

Bu şehre borcu olanlar hala yarım kalmış hesabı iyilik tarafından ödemek zorunda olanların elbette söyleyecekleri vardır mutlaka.





*

Kim ne derse desin, kim ne anlatırsa anlatsın Gümüşhane eski Gümüşhane değildir bugün.

*

Sıkışmışlığın, çaresizliğin, bıkkınlığın, gücü kaybetmenin derin ızdırabı içerisindedir.

Arayıp bulmak elbette birinci sırada sorumlu olan muhatapların ilk görevi arasındadır.

*

Defalarca yazarız hiç sorun değil yeter ki başlar dik olsun, her sokağında çocuk gülerek koşşun bu şehrin,

Mutlu insanların anıldığı Gümüşhane diye bilinsin sonsuza dek,

*

Yeter ki konuşsun bu şehir, diyoruz ki, GÜMÜŞHANE KONUŞMALIDIR, görülecektir ki balçıkla sıvanamayan güneş Gümüşhane’yi daha bir başka şekilde aydınlatacaktır.