Olsun diyor! Uşak’lı çobana, ‘ben bu kokuya alışığım’

O kadar içten sarılıyor ki, Uşak’lı Çoban bile hayran kalıyor..



Mesela traktör sürüyor;

Cuma namazında vatandaşlarla aynı safı tutuyor.



Elinde salladığı çocuk bezinin KDV’sini düşürmek görevinin kendisine ait olduğunu söylüyor akıllıca..



Vatandaşa kaç çocuk yapacağını anlatmıyor…!



2002’den bu tarafa; 2018’e kadar aradan geçen sürede kaç litre mazot aldığını çiftçinin mağduriyetini miting alanında gösterdiği bidonlarla anlatıyor..



Ekonomi böyle anlatıyor diyerek şahane bir vuruş yapıyor.



CHP’li Özgür Özel kerhen de olsa ‘en çıldırtıcı aday’ tanımlamasını yaptığı Muharrem İnce’yi iktidar çıldırarak  izliyor.



Yeter mi?



Yandaşların topu dev plazmalı Tv’de önceden hazırlanmış tahrik ederek yönlendirdiği soruları tıpkı bir tenisçi gibi raketini ustaca kullanarak savuruyor.



Sadece iktidar değil, gazetecileri de çıldırıyor..



Muharrem İnce’nin öyle bir gülüşü var ki;

Çıldırtmamak elde değil, öyle tepki koyuyor.



İnce’nin değil AKP’li gazetecilerin yüz hatları geriliyor.



Hele tasarrufa ‘Saraydan başlayacağım’ sözü,

O akşam soru soranlara illallah dedirtiyor.



Allah’ın izniyle diyor, milletim diyor

Atatürk diyor, Cumhuriyet diyor.



Yılmaz Özdil beğenmese de;



Tayyip Erdoğan’a gidiyor.



Hakkâri’de hır çıksın diye bekleyenlere inat, İzmir Marşı’nı çalarak miting yapıyor.



Oy vermeyi düşünmeyen HDP, MHP, İYİ Parti’lileri bile kıskandırıyor..



Gömleğinin kollarını bileğine kadar sıvazlıyor.



Selfi çekiyor.



Yandaş TRT’den değil milletin medyasından halkına sesleniyor,



Tırpan sallıyor..



Yer aldığı her Tv kanalına reyting patlatması yapıyor.

Gençleri önemsiyor, öğretmen gibi anlatıyor, 

Löp et değil; fizik kurallarından atomdan, uzaydan, robotlardan söz ediyor.



Emekli, polis, asker, hemşire milyonlar onu bekliyor,

İlk turda seçileceğim diyor,



Karamollaoğlu’na Demirtaş’a, Perinçek’e, Akşener’e 500 TL bağış yapıyor.

Kısacası Muharrem İnce, 1970’lerde esen Karaoğlan efsanesini yaşatıyor.

Ecevit Karaoğlan’dı;

İnce, Yalova’lı Muharrem.

Geçmişi unutmadan, geleceği aydınlatarak herkesi kucaklayan, bunu başaracağını inatla söyleyen büyük Türkiye’yi hayal eden her bayram arifesinde köyünde olmayı, dalından kiraz yemeği sevdiğini söyleyen mütevazı bir köy çocuğu olduğunu belirterek gönülleri okşuyor.

Hayran hayran izlettiriyor..

Seçilirse geçmişi arattırmayacağa benziyor



Şimdi biz de soralım?

Ey Deniz Baykal?

Ey Kemal Kılıçdaroğlu!

Ey CHP!

Neden bu kadar beklediniz; sormak hakkımız değil mi?