Bir kenara bıraktı dünden kalanları, ‘yaşamın kıyısında bunlar vardı, olacaktı’ diyerek dudaklarını ısırdı kanatırcasına..
Yüzü ekşidi, yumruğunu sıktı, durmadan hep aynı sözcükleri tekrarlamaya başladı.
‘Vefasız’!
*
İlkelerin olacak diyor düşünür!
Seni attan, ottan ayıran özelliğin,
Satın alınamayacaksın!
Bunları yaşadığın gün bembeyaz kalacaksın; diye tamamlıyor sözlerini…
Ne muhteşem sözler değil mi?
*
O an hiç olmadığı kadar kendisini iyi hissetti. Yanında duran kaleme kâğıda sarıldı birden,
Artık susmayacaktı içinden geldiği gibi her şeyi anlatacaktı,
Çoktan beri söylemesi gerekenler olduğunu zaten zihninin bir tarafına kazımıştı bile.
E, olacaksa olsun diyerek düğmeye bastı.
*
Sert sözcüklerde olabilirdi, yumuşak ufak dokunuşlarda.
Kâğıdın üzerine birkaç damla gözyaşı da düşebilirdi.
Kendisini tutamadığı zamanlarda kâğıdı buruşturup yeniden de yazabilirdi.
Lambanın titrediğini içinden dökülenler zaten gün yüzüne çıkarıyordu.
Dışarıda esen rüzgâr bile bu tepkiyi soğutamadı bile..
*
İnsanoğlu’da böyledir zaten,
Bazen söyleyemediklerini kâğıda döker, orada arar kendisine yol arkadaşlığını.
Çünkü bazen kendisini yalnız hissederler o his açığa vurur ve tazelenir bir gönül yarası gibi.
Bir taraftan da acıları bal eylerek ve herşeyi unutarak geçmişe bir sünger çekerek yeniden başlamak gerektiğini bilir.
*
Karşımızdaki kişiye de bu anlamda ne yapmak istediğimizi iyi anlatmakta gerekir,
Üzmüşmüyüz, kızgınmıdır, ya da küsmüdür uzak ara, bilmemiz gerekir..?
Doğal olarak insanoğlunun ne kadar vefasız olduğunu unutmamak kaydıyla kendi kefenizdekileri de görerek düzeltilebilir bir münasebeti yeniden kurmanın temelini yine siz atacaksınız.
*
Bu temel sizin değerinizi ortaya çıkaracak,
Dik duruşunuzu gösterecek,
Çevrenize ne kadar örnek olabildiğinizi anlayacaksınız bir zaman,
Hep görmemek adına direndiklerini de bertaraf edeceksin doya doya.
*
Bir zaman geldiğinde altı okka dediğin yüreğin pır pır atacak,
Kelebek kadar ürkek olacaksın örneğin,
Bir ceylan gibi görüneceksin yanı başındakilere.
Bir dereden su içer gibi kana kana insanlığın tadına varacaksın.
Av olmayacaksın, avcı da. Kanatmayacaksın yürekleri, sebepsiz kırgınlıklara yer vermeyeceksin gönül dağında.
*
Son söz ey güzel dost
Tırnaklarınla kazıdığın bu dünya senin,
Senin kızdığın kafa yorduğun, hep aramakla geçen dünyanın içindedir bu insanlık,
Bir cetvel değil ki düzelsin, bir gönye değil ki çizesin.
Bir çekül değil ki, eğrisini doğrusunu bilesin.
Senin değerin tüm güzellikleri yansıtabilmektir herşeyiyle ulaşılamayan aşk budur; bunu böyle bilesin.
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar