Tam sekiz gün geçici başkanlık koltuğunda oturdu.
Son ana kadar Bahçeli’nin attığı golü saymazsak muhalefetin blok oylarıyla Baykal meclisin başına geçecekti.
İyi olacak tı…
Başa dönersek, siyasi hayatı boyunca ihtiraslarının kurbanı olan Baykal, kendinden tam 17 yaş küçük cumhurbaşkanıyla genel başkanının kerhen izin verdiği evet sonrası Tarabya köşkünde görüşmüştü.
Güller açıyordu bir anda.
Öyle ya,
MHP, HDP ve CHP meclise gelişinde alkışlamadıkları reisicumhuru bu yolla tasfiye edeceğini umuyordu ki,
Devlet bey sağolsun yine yaptı yapacağını.
50 yıla yaklaşan siyaset yaşamında Baykal’ın yüzü hiç gülmedi.
Belki siyasi yaşamının son döneminde Baykal kaset furyasından sonra meclis başkanlığına oturarak prestijini düzeltecekti ama Bahçeli müsaade etmedi.
Baykal bir bardak soğuk su daha içiyordur herhalde..
Sayın Bahçeli’ye de bir çift sözümü var..
HDP ile hiçbir ortamda bir araya gelmeyiz demişti.
Saygı duyarız kişisel görüşüdür de,
Peki;
Meydanlarda 17 – 25 ten hesap soracağız diyerek veryansın eden sayın genel başkan iktidar partisi adayının seçilmesinin yolunu nasıl açtı?
Bu soruya umarım sağlıklı bir yanıtı vardır.
PKK’ın uzantısı parti ile bir araya gelmeyeceğim diyen sayın genel başkan 17 – 25 Aralık şaibesi üzerinden kalkmamış bir partinin adayını meclis başkanlığına direkt olmasa da dolaylı bir şekilde taşıması olası erken seçimde sandıktan çıkamayacağı tartışmalarını da alevlendirmiştir.

Sen beni hele o zaman gör!