Gümüşhane’de yazılacak çok şey var.
Ama kuma gömülen devekuşu misali başları görünce hevesim kaçıyor.
Gazetecinin mazereti olur mu? olmaz elbet,
Ne ki gazeteci de destek bekler, destek ister.
Örneğin şu İkisu Şiran karayolu,
Bizden çok yazan çizen var mı? Gündoğumuhaber’e çelenk mi verecekler?
Yoksa başımız, yol hizmete girse göğe mi erecek?
Yok.
Hani yağmasa da gürleyen dile pelesenk olmuş söz var ya, ‘Taşın altına el koymak’,
Onu yapıyor Gündoğumuhaber sadece.
Taşın altına el koyuyor.
Bunca yalnız bırakılmışlığa rağmen.
Şimdi soruyorum?
Gümüşhane adına taşın altına elini koyan kaç kişi var?
Basın, yayın, ses, nefes, medya.
Var mı?
Hani birileri diyordu ya?
Gümüşhane’de basın özgürce her şeyi yazmalı diye,
Yazıyoruz işte, Gündoğumuhaber yazıyor, korkusuzca…
Mangalda kül bırakmayanlar ortada yok.
Şiran İkisu karayolu, Süleymaniye, Kültür Merkezi, Harşit, Tren yolu, Askeri birlik, baz istasyonu, yatırımlar, şehrin menfaatleri, hastane, eğitim, spor..Türkiye.
Yazıyoruz işte.
Açın sayfalarımızı haber zenginliğimiz kaç haber sayfasında var?
Dünyadan, Gümüşhane’den, İstanbul’dan.
Dostlarıma kızıyorum,
Yalnız bırakıyorlar.
Gümüşhane için hazır olduklarını ama hiç elini kıpırdatmayan dostlarıma bu sözler.
Bu şehrin korkunç derecede desteğe ihtiyacı var,
Pembe hayallere ise ihtiyacı yok.
Klasik hep aynı görüntülerle dizayn edilmiş bir şehir istemiyorum ben.
Hoşgeldiniz, aman ne iyi ettiniz, siz olmazsanız biz yokuz! türünden sanal sözcüklere artık bu şehir doydu.
Heves borusu tıkandı.
Yeni bir şeyler yazmak lazım,
Şehri ayağa kaldıracak şeyler,
Yoksa dostlarım sabaha kadar daha sık yaz desinler.
Tek taştan ne kadar duvar olur ki…
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar