Yaşandı bitti
Dün yaşıyorduk bugün yok, dün ağaçların yaprakları yeşildi, bugün soluk.
Dün insanlık daha güleçti, bugün somurtkan.
*
Netice kardeşim!
Dünya hızla dönerken kaybettiklerimizin sayısı her geçen gün artıyor,
Denilmiyor ki….
O kral, bu imparator, şu sultan
Zamanı dolan geçip gidiyor.
*
Gelip geçici sevdaların arkasından koşmak gibi bir huyumuz var,
Topla, çıkart, çarp.
Bak işte! Ortada bir şey kalmamış.
Eski bina kalıntıları gibi sadece moloz yığınına dönmüş yaşam,
Üstelik düşünceler hayaller ve gelecek toz toprak içinde
Dünden kalanların muhasebesini yapınca görüyoruz ki, sadece yaşamak gerekir anı gerisi yok.
*
Korkmadan yaşamak,
Biliyorsunuz işte,
Ayağınıza takılan çakıl taşı veyahut çarpacağınız kaya parçası da olacak.
Ama bunlar var, var olacak.
Düşünme öyleyse, nasıl mutluyken ve keyfin yerindeyken ve de gelmez diye düşünürken
Canınız yandığı anlarda olacak.
*
Ben en büyük sermayeyi sevmekten yana kullandım,
Tıpkı toprağa verilmiş saban gibi gördüm yaşamı,
Sürerken gönül dağına doğru takıldığı yerde yeniden omuz verdim.
Benim için ayrılıkların gayrılıkların hiç bir önemi yok
İnsanız değil mi? Var veya yok artı ya da eksi hepsi mevcut.
*
Yeter ki biriktirdiklerinle yetin
En büyük hayalin insanlığın olsun,
Seni tanısınlar, seni sevinler, saygı duysunlar.
*
Bir heykel misali değil, bir sembol de değil örneğin yaşama ektiğin umutlar olsun bıraktığın mirasın.
Durmaksızın çarpışan menfaat dünyasının içerisinde ayakta kalacağın gerçek bu olsun bil.
Kirli yüzler, utanmaz benlikler, sırıtan duygular kocaman bir hiç bırakan suretlerin,
Arasından başın dik, göğsün kabarık ve elbette kalabalıkları titreten kendinle,
Dünden yarına her daim saygıyla anıl.
Un ufak olmuş şöhretlerin zavallılığına iyi bak ve dön yürü.