Kimi zaman gelip geçen 

Duygu selidir yaşam,

Bir isyandır bunca kötülüğe belki

Sanki hiç bitmeyecek uzun bir yürüyüşün ilk adımlarıdır…

*

Zorlukları çevrelerken benliğin

Dikenli yollardan geçtikten sonra

Kulaç atarken şer batağına

Bir gül bahçesine dönüştürebilmektir yaşamı kim bilir.

*

Sonsuz evrende dönüp duran karaktersizlikler

Sakın içindeki yaşama sevincini deliye döndürmesin.

Bir parça sevincin kıyısından kopartıver 

Bir gözyaşı tuzunda gör mutluluğu

Şairi kıskan, kalem tutan elleri öp.

*

Ne bileyim

Hiç olmadığı kadar bağır; avazın çıktığı kadar.

Sevmeyi tekrar et,

Su gibi, ekmek gibi

Yeşile boyanmış bir evin duvarını hayal et mesela

Gelip geçen derelerin çağıltısında duy huzuru,

Dağlara çöken bulutlara arkadaşlık et yalnızca.

*



Bir yağmur yağdığında

Gökyüzünün gülümsediğini hissedersin,

Sonra kollarını açarak bir çocuk gelir usulca yanına,

Umurunda değildir dünyanın hızla dönmesi artık

Sana gelen bütün dertler bol gelir.

*

Hayatın içerisinde hep vardır

Vardır kötülük, iyilik ve nedendir bilmem birkaç el parmak güzelliklere uzanan…

Sonsuza değin yaşanmışlıklar hep kara günlerden ibaret olacak değil ya,

Sonra herşeyini bırakarak sana doğru koşan iyilikler gelir.

*

Bunu bir çiçeğin açması olarak yorumla,

Bir kaldırım taşıyla dertleşmek mesela,

Bir çöpçü süpürgesindeki azameti gör,

Uzanmışsın bir deniz kenarında

Gelip geçen martıların nasıl çığlık çığlık geçtiğini gör…

*

Senin için en iyisi neyse onu düşün,

Elma bahçesinin kokusu mudur seni yaşama bağlayan,

Bir serçenin kanadının çırpması mı?

Karşıdan karşıya çağlayan duvara çarpan yalın gülüşlerimdir gelip geçenler,

Dur bir düşün….