Yaz mevsimi gelince İzmir’den bir başka kokuyor Gümüşhane,

Durun! pestil, köme diye başlamayacağım yazıma…

Önce, Gümüşhane’nin her yanını içimizde hissetmemiz gerek .

Kuru bir sılayı rahim değil bizimkisi…

Bu toprakların hepimiz, hepiniz için bir anlamı var.

Garip midir nedir bu şehir?

Son yıllarda ben hiç bu kadar boynunun büküldüğünü görmedim.

Kilometrelerce öteden sen kalk Gümüşhane’ye gel,

Hiçbir şeyin değişmediğini için kan ağlaya ağlaya gör ve dön geri!

Dağın başına kondurulmuş birkaç beton blok şehirleşme ise kabul ediyorum Gümüşhane gelişti!

Peki, üretim bir şeyleri var etme, akılcı düşünce birliktelik, siz temelde bir şey görüyormusunuz?

Yıllardır Gümüşhane’yi hayal eden, adına türlü ağıtlar yakanların heybesinde neler var?

Ben kilometrelerce öteden bir şey gördüğümü söyleyemem.

Sokağın başında aynı cümlelerle konuşup sokağın sonunu aynı cümlelerle tamamlamak istemiyorum.

Gümüşhane’ye gelin diye bize seslenenler tabağımıza ne doğradığını söylemek zorundalar!

Dünden bugüne Gümüşhane’de ne var!

Gümüşhane’yi daha cazip hale getirecek neler konulmuş üstüne dünden öte,

Sakın bize Harşit ıslah ediliyor,

Zigana Tüneli,

Çevre yolu,

Dağın tepesindeki Hastane ile,

Isıtıp ısıtıp önümüze konulan Süleymaniye’den söz etmeyin.

Doğrusu insanlar aynı masalı dinlemekten sıkıldı artık…

Onun içindir ki,

Her gurbetçi doğup büyüdüğü topraklar için dünden öte daha çok şeyler görmek ister,

Şehirde dünden öte farklı bir şeyler görmelidir,

Kültür, sanat, bilim, teknoloji, edebiyat, şiir, 

Güzelliklerle dolu Gümüşhane için artı değerdir.

Hani unuttuğumuz festivali de koyalım bi kenara.

Gelin, gelin! dediğiniz Gümüşhane’den bizi daha da kopartmak istemiyorsanız..