Bana ister yalaka, propagandacı etiketini yapıştırın ama bir yiğidin hakkını verin.
Ben hakkını veriyorum.
Ertuğrul Sarı diye bir adam var.
Milli Antrenör.
Üç aydır kırık ayağının üzerine durmadan koşturuyor.
Çelenk üstüne çelenk gönderiyorlar ya;
Ömrünü bu adam Gümüşhane’li çocuklara adamış.
Gece, gündüz, kar, kış.
Onlara bir gelecek için durmadan koşturuyor.
Ertuğrul’un çocukları,
Eda, Gamze, Büşra, Rana.
Pırıl pırıl.
Hay dilimi eşek arısı soksun.
Siyasetçi diyor ki;
‘Sporcuya destek oldum, reklamını yapıyor!’
Güzel de bu çocuklarda tesis bekliyor.
Ne-re-de-si-niz!
Allah’ın dağına çıkacağına modern bir tesisi hak ediyor.
Kulağıma gelenlere göre yazın bu sporcuları zapetmek zor.
Aile alıp tarlaya götürüyor.
Gümüşhane gençliğinin iki seçeneği var, okuma ve alternatif eylem
Ya da köşe başında bonzai.
Ertuğrul Sarı bu çocuklara gelecek için elini taşın altına koyuyorsa, sorumlularda taşın altına elini koyması gerekmez mi?
Ertuğrul Sarı’nın çocukları ve Antrenör Arif Demir öğretmen.
Başarı içn yelken açmış,
Diyorlar ki, hedef 2020.
Gümüşhane’den olimpiyatlara,
Ben inanıyorum.
Olacak inşallah.
Gümüşhaneli aklı başında atıp tutmayan saygıdeğer yöneticileri bu çocukları sahiplenmeli.
Bu çocuklara gözü gibi bakmalı.
Gümüşhanenin, bu çocukların gerçekten buna ihtiyacı var.
Ertuğrul’un çocukları ant içmiş, başarı olmak için çaba gösteriyor.
Tek taştan duvar olur mu?
Elbette olmaz.
Sahiplenilmeli, sahiplendikçe görülecektir ki bizde boşuna gevezelik etmiyoruz…
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar