Bu haftayı oldukça hareketli geçirdik,
Haftaya damga vuran olay Fransız mizah dergisi C.H’ya yapılan saldırı idi.
Barış için o kadar hevesli! Avrupa ayağa kalktı.
Avrupa için saldırı kabul edilemez bir eylemdi, herkes Fransa’ya koştu.
Baktık, Cumhuriyet gazetesi işgüzarlık yaparak dergiye destek verdi.
Derginin kapağını iki yazar sayfasına koydu.
Doğrusu dergiyi savunmak Cumhuriyet gazetesine mi kalmıştı, tartışılırdı.
Cumhuriyet gazetesinin hamlesi elbette iktidarın işine geldi,
İktidar bu hafta boyunca bu konuya değindi.
İslam dinine, Hz Peygambere yapılan saldırıyı kınadı iktidar ama Başbakan Netanyahu ile neden yürüdüğüne Başbakan Davutoğlu yanıt vermedi.
Diyeceğimiz odur ki, inanç insanın vicdanıyla ilgilidir.
Kabul eder etmez onun bileği iştir.
Yalnız ne İslam dini üzerinden prim yapmak nede İslam dinine dil uzatmakta kimsenin silahı olmamalıdır.
Hele dünyanın kolkola girip kendi canı yandığında avazı çıktığı kadar bağırması da kabul edilebilir bir hareket değildir.
Gel gelelim işin bir başka boyutuna,
Irak’ta malumunuz binlerce Müslüman ABD’nin işgalinde zarar gördü,
Myanmar yine öyle,
Komünist Çin Doğu Türkistan’daki zulmünü bilmeyen m var
Daha Bosna’nın acısı unutmadı,
Orta Doğu’da akan kan, gözyaşı,
Kaybolan hayatlar..
Bunların hiç birisi medeni Avrupa’yı ilgilendirmiyor örneğin.
Medeni Batı’nın buna da sahip çıkması gerekmiyor mu?
Sesini yükseltirken bu faktörü de düşünmesi gerekirdi.
Terörizm evet İslami temsil edemez ama Fransa’dan yükselen barış çığlıkları da inandırıcı değildi hani..