Beşiktaş müsabakası çok zevkli geçti diyemem.
Ancak çok iyi oynayan bir Beşiktaş’ın varlığından söz edebiliriz.
Trabzonspor’u farklı mağlup eden Beşiktaş’ın oyunu gerçekten görülmeye değerdi.
Futbol bir takım oyunudur.
11 oyuncunun görevi bellidir.
Kimin ne yapacağı bellidir.
Hatlar arasındaki uyum iyi olursa çarkların dişlileri birbirine uyarsa sonuç fevkalade güzelleşir.
Beşiktaş Trabzonspor karşısında bunu yaptı, hataya zorladı ve kazandı.
Trabzonspor’a gelince kuşkusuz böylesine kötü bir skor v ede mağlubiyet maçtan önce düşünülseydi kimse inanamazdı.
Futbol otoriteleri de dahil Trabzonspor’un Ersun Yanal’la yakaladığı havanın bu maça da yansıyacağını düşündü.
Olmadı.
Netice de Beşiktaş hak ettiği bir galibiyet aldı, Kutlamak gerekir.
Buradan nereye gelmek istiyorum.
Gümüşhane’nin tıpkı dün akşam gibi bir takım oyununa ihtiyacı var.
Hatların uyumuna, çarkların dişlilerinin iyi dönmesine ihtiyacı var.
Bu şehirde ne yazık ki ne hatalar nede çarklar yerinde hareket ediyor her haliyle kopuk olduğu belli oluyor.
Korkunç bir kamplaşma ve ayrım var.
Kimse kimseyi dinlemiyor.
Şehrin beklentileri yani alacağı üç puan kısır çekişmelere kurban ediliyor.
Gümüşhane üstüne basa basa vurgulayalım, takım oyununu iyi başaramıyor, uygulayamıyor.
Hamasi sözlerden öte bu şehrin elde ettiği bi şey yok.
Gümüşhane ile ilgili olarak doğrusu yakın bir geleceğe kadar kimsenin umudu da yok.
Şehirde çok garip bir durağanlık var,
Sanki herkes kafasını kuma gömmüş durumda,
Üsttekilerin ya da altta itiraz edenlerin ortak noktası yok, birbiri ardına kıyasıya bir kavga var.
Bu kavga elbette fiziki olarak değil ama şehrin geleceğine dönük olarak ciddi bir sekte vuruyor.
Gümüşhane takım oyununda geri kalıyor, her hatlarıyla sos veriyor.
Hatalardan da ders almıyor.
Sonuçta mağlup olan Gümüşhane oluyor.
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar