Gümüşhane önce havalimanını bekledi.
Şimdilik limanı gitti, havası kaldı.
Bu girişti Gümüşhane adına; çünkü bizi inandırdılar…
Olacak! diye söz birliği ettiler.
Baktık, 30 Mart yerel seçimler öncesi bakanın biri gelip biri gitmeye başladı.
Vahada su görmüş çölde yürüyen yolcu misali gözümüz ışıdı.
İyi bir gelişmeydi.
Havalimanı gelir diye ümitlendik.
Bakan o gün coştu, yanındaki vekillerde şahit oldu.
Teknik ekip, takip, araştırma, kaynaşma.
Bugün yarın derken gelişme olmadı.
Aaaa,
Bir de ne görelim,
İş, Gümüşhane’ye havalimanı gerekli mi?, değil mi? tartışmasına dönüşüverdi.
Askeri havalimanı seçeneğini tereyağını ekmeğin üstüne sürer gibi gösterdiler.
Gelişmeleri özetliyorum hala.
Baktık o konuda gündemde değil şimdilik.
Gümüşhane için söylenenlerle söyletilenler arasında önemli bir fark var.
Onu Gümüşhane henüz göremedi.
Görse,
Zaten kimse o kadar rahat konuşamayacak.
Ve sonuç…
Bi Zigana Tüneli diye tutturdular.
Sanıldı ki, hadi yapılsın da yüzümüze şamar gibi çarpılsın.
İstenmiyor.
Yok öyle bir şey.
13 kilometrelik tüneli 26 yapsak ne olacak?
Gümüşhanelinin ayağı yarım saatte denize değecekmiş o kadar?
Ya gerisi,
Tarihi İpek yolu, iç bölgeler, bağlantı, ağ vs vs.
Bunların hala hazırda çok hükmü yok.
Ne taşıyacak Gümüşhane,
Kapattığı altın madeninden tonlarca altınımı?
Biten tarımı mı,
Yok olan hayvancılığı mı;
Havaya uçurulan işsizliğimi,
Yeni Zigana’dan ne taşıyacak?
Bu da söyleyeceğimiz işin sonucu.
Netice-i kelam,
Gümüşhane için yeni Zigana iyi güzel de, sanki NASA’dan fırlatılmış astronotta değil.
Bunu bilmek lazım…
Üç sene içinde yapılacakmış,
Burası Türkiye,
Üç seneye kadar kim öle kim kala..