Ağaçların gölgesindeki serinlik gibi bir an olsun unutma iyiliği. Kalbin yaşama her daim sımsıkı sarılsın. Biliyorsun daha önce tecrübe ettiklerinden kırıldıysan sadece zamana küsmeye devam et ama yaşamın seni kucakladığından hiçbir zaman ümidi kesme.



*

Bence bu kez olacak gibi hayal ettiğin şeyler. Sadece senden beklenen hamleyi yap. Bir gül bahçesini düşle örneğin, kuşların geçişini düşle. Başka zaman nerede duracağın önemli değil, pamuk tarlasındaki ırgat gibi alınteri yerine geçmişin kötü izlerini sil.



*

Zamanın dili yok, senin omzuna dokunan bir el misali herşeyi bir kenara bırak ve bir zaman düşün. Nitekim akarsuların da durduğu bir deltanın varlığını unutma. Umman da koca bir derya ama sınırı var işte bir yerde haddini bilircesine masmavi durgunluğu kendisini şımartıyor.



*

Bugün tüm zamanı martılara ayır çığlık çığlığa geçişini içinde kopan fırtınaların sesi olarak bil. Mutlaka bir yerde ayağın takılmıştır, bir gönül yaralımızsındır örneğin, bir boş kadeh gibi unutulmakta var hayatta, yağmur damlacıklarının vurduğu pencereden düşlediğin dünyayı gör,

Usulca havalanan kumrunun kanadı olsun umudun.



*

Bir gün mutlaka kendinle hesaplaşma günü gelecektir, sen bir yana günahların bir yana ortada bir terazi tartacaksın. Yalnız gönlünü hoş tut, arkadan inen bolyaz misali vefasızlıkların daha ağır basacağını sakın unutma. Leylak ol, bir buket kırmızı gül mesela, bir papatya içinde yürü düşle ve barış.

Son söz mirim kelimelerin doldurduğu bir yaan dünya değil de yalın ve sade sözlerin kulağa küpe olduğu bir telkine ne dersin?



*

Kıskanmak yok bazen sende olmayan orada duruyor, başaramadıkların seni üzüyorsa eksiği tart ve sessizce dinle. Daha iyi yapanları alkışla, arkasında dur, vurma yüzüne karayı bir anıta selam durur gibi onun sonsuza değin gönülleri fethettiğini aklından çıkarma.



*

Yakandaki lalelerin hatırı kadar yaşanmışlıkların defterini tut ve bak,

Aynaya; hangi yüzün ak hangi yüzün kara…