Adile Naşit’in o siyah beyaz tek kanallı, sabahı bir türlü olmayan akşamlarında kuzucuklarını çağırdığı anları anımsıyormusunuz?

*

Damat Ferit’in Hababam Sınıfındaki haylazlıklarını..

İnek Şaban’ı, Güdük Necmi’yi,

Bilmeyen mi var.

*

Aile Şerefi dedin mi; tek yürek olan bireyleri mesela,

Münir Özkul’un her şeye rağmen iyi baba olma adına nasıl onurlu bir duruş sergilediği rol dizinlerini,

Vecihi’nin (Şener Şen) evi sallayan alçaktan uçuşunu..

*

Mustafa Yolaşan’ın ince tiz detone olmayan sesi ile hafta sonu programında yaptığı anonsu,

Cenk Koray’ın Beşiktaş sevgisine olan tutkusunu..

Prekazi’nin attığı İlker Yasin’in ve gol.. ve gol.. ve gol.. dediği anda hepimizi ayağa kaldıran golünü..

Orhan doksan! Orhan doksan! diyerek sevinçten çılgına dönen TRT’nin emektar spikeri Murat Ünlü ’nün sesini,

*

Cüneyt Arkın’ın kâh bir polis, kâh bir işçi, kâh bir köylü olarak nasıl da topluma örnek olan bir sanatçı kimliği taşıdığını,

Tarık Akan’ın 1970’li yıllara damga vuran karizmasını,

Yılanların öcünde Iraz anayı, Kadir İnanır’ı,

Cahit Berkay’ın doyumsuz müziği ile Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray’ı,

*

Selvi boylu mu, al yazmalı mı?

Müfettiş Hüseyin Şevki Topuz’u,

Bir türlü soru soramadığı Edebiyat sınıfını,

Mahmut hocanın fakir bir öğrencisi iken Çamlıca Lisesini satın alan işadamını,

*

Erol Günaydın’ın Bay Yanlış’ını,

Ateş böceği Ercan’ın bulmaca çözen maharetli zihnini

Apartmanın bir türlü kendisini sevdiremeyen huysuz yöneticisi Sabri Beyi,

Katil rolüne hayat veren Yavuz’u, Aykut Oray’ı,

Baba, otorite, saygın hukukçu hâkimi Orhan Çağman’ı,

Ergen Ali’sine rol veren Atılay Uluışık’ı,

Ağabeyi ile bir türlü uyuşmayan yönü ile Erdal Özyağcılar’ı,

Her dediğim olsun diyen ağabey Şevket’i, Engin Şenkan’ı, onun öncesinde Cihat Tamer’i,

Tak tak Sedat’ı (Salih Kalyoncu),

*

Tek gollü ulusal galibiyetleri günlerce bayram yaptığımız adeta kurtuluş günü gibi kutladığımız zaferleri,

Selçuk Yula’nın Fransız Bordeaux (Bordo) takımını darmadağın ettiği o yılı,

Rahmetli Cemil’in sıfırdan kalecinin bacakları arasından geçirdiği o golü,

*

8 Çocuklu Aileyi

Nıcholas’ı (Nikılıs) diye okunur

Daha saymayacağımız daha neler neleri,

Evet, soruyorum hatırlıyormusunuz?

*

Hepsinin kenarında, ucunda birer mesaj vardı

Hepsinin dokunduğu bir şeyler..

*

Toplum olmanın, birey olmanın, el ele gönül gönüle, sevgi ile muhabbet ile ve dahası insanlığın ölmediğini gösteren karakteri ile ne muhteşem günlerdi o günler..

*

E, şimdi bakıyoruz!

Falanca tivi de eşini doğramış,

O evden kaçmış,

Şu stüdyoda buluşmuş..

Efendim şu vilayette bilmem ne saldırıda yaşamını kaybetmiş..

Bıçakla doğramış, delik deşik etmiş falan filan..

*

Nereye doğru gidiştir bu Allah aşkına!