Gümüşhane’de soğuklar başladı.
Kartol zamanı sobanın üstünde.
Dağlardan esen rüzgârın sesi bile değişti.
Eller üşüyor şimdi.





*






Elma, kuşburnu, domates, biber.
Birer birer çıkartılıyor köşelerden,
Alıç reçeli sofraları süslüyor.
Pencereler buğulu, 
Kömür sobası aylardır soğukları bekliyormuş gibi yanıyor.
Su, bu kez sanki eski günlerden daha da soğuk,
Turşunun tadı bir başka sanki.
Hani hayatımızdan çıkardığımız Kuşburnu var ya,
Kurutulmuş bekliyor.
Soğuk gecelerde çayı demlenecek.
Kokusu o kokusu bir başka şifa verecek nefeslere,
Kundaktaki bebelere şifa olacak
Gözüm, anamın hiçbirimizin bilemediği yerden çıkaracağı kendi yaptığı pestilde.





*





Sokaklar bir başka sessiz Gümüşhane’de.
Gümüşhane’de soğuklar başladı. Kapılar daha erkenden kapanıyor,
Kepenkler daha erken kapatılıyor.
Üç kişinin sesini duymak zor sokaklarda,
Herfene gecelerinin sesi geliyor uzaklardan…





*






Kuşakkaya belki yarın sabah kalktığında gelinliğini giymiş olacak,
Kapıda bilemeyiz ki birkaç santim kalınlığında kar olacak!
Lastik ayakkabı aranılacak evin köşesindeki eski barakadan,
Çakaralmaz, sapan, çizme yavaş yavaş hazırlanıyor.
Belki köy dolmuşu çalışmayacak karbüratör donmuş,
Köy kahvehanesindekiler erken gelmemiş bu sefer.
Fırından çıkan ekmeğin kokusu soğuğa çarpıyor,
Demli çay kireçlide olsa ne de güzel gidiyor.





*





Bu soğuklarda eskiden görmeye alıştığımız köyün ağırbaşlıları yok,
Çok uzaklarda diyorlar onlar için.
Elli, atmış, yetmiş seksen.
Göçüp gitmişler.
Yolun kenarında bıraktığı kamyonet.
Baltası, gurobusu, tesbihi, çizmesi yalnız.
Eski tabakasındaki tütün dudaklarını özlüyor.
Paltosu asılı kapının arkasında..





*






Gümüşhane'de soğuklar başladı,
Soğuk değil aslında derdim kaybolup giden ömür,
Şimdilerde bulamadığım insanın için ısıtan o dostluk, sevgi, heyecan.
Çoktan yok olup gitmişler.
Ne bugünün nede yarının tadı var.
Güneş; Gümüşhane’ye gelse ne olacak?