Gümüşhanelilerin tümünü dinlediğimizde hepsinin ayrı ayrı bir hikayesi var.



Moda tabiriyle;



'Sırtında bavulu, elinde malası'


Zamanında gurbetin yolunu tutmuşlar,

Tek çare ekonomik özgürlük.



Dağların arasında garip kalmış şehir Gümüşhane.



Ekmeği uzatmayınca Gümüşhaneli yollara düşmüş.



Gurbetteki Gümüşhaneliler uzun yıllar süren mücadeleden sonra kazanmışlar,

Şimdi ekonomik özgürlüklerini hemen hemen kazanmış durumdalar.

Ancak gelecek nesillere yer açmak isteyen Gümüşhaneliler şimdi daha bir karamsar.

Çünkü özellikle yaptıkları ticaretten zevk almıyorlar.

İşler durgun diyor Gümüşhaneli.

Temel sektör inşaat.

Orada da tat yok,

İnşaat sektörünün özellikle kendileri gibi küçük yatırımcıya kapılarını kapattığından yakınıyorlar

Kuşkusuz onalr ümitsiz konuştukça insanın canı sıkılıyor

Sanki,

Kazanacağı paranın sınırı belirlenmiş gibi,

Ondan sonrası kuru ekmek bir bardak su misali gibi

Bu böyle devam eder diyor Gümüşhaneli,

Gurbetteki sıkıntılarından söz ediyor,

İstanbul'da ekilecek tarlanın kalmadığını anlatmak istiyor.

Öyleyse geriye kalan geriye dönmek,

Zaten Gümüşhane Gümüşhane insanını bekliyor.

İstanbul'da çürümek yerine,

Toprağında ölmeyi yeğliyor.