Koca yaz mevsimi sıcak geçti.
Festivale daldık.
Yaz mevsimi sıcak geçerken Gümüşhane’nin de beklediği sıcak gelişmeler vardı.
Öyle ya, başından beri takip ettiğimiz Süleymaniye Projesi ne oldu?,
Rafa mı kaldırıldı?
Havalimanı projesi keza öyle.
Şimdi yazdık diye, söyledik diye hep aynı şeyleri söylüyorsunuz diye mutlaka homurdananlar olacak ama ben çevremizdeki illerde yaşanan gelişmeleri düşünürken Gümüşhane’ye hizmet noktasında haksızlık edildiğini düşünüyorum.
Her yaptığı hizmeti pazarlık masasında çözen hükümet, Gümüşhane’ye verdiği sözleri yapacak olanlarla da pazarlığa girişmeli.
İlk olarak Süleymaniye Projesini ele alalım.
Bu proje için çalınmadık kapı bırakılmadı,
Olmuyorsa da olmuyor denilmeli,
Neyi bekliyor,
Yolunda gitmeyen ne var?
İnsan bir şeye başlar, gayret gösterir ama sonunda olmaz,
En basit deyişle uğraştılar ama yapamadılar deriz olmadı deriz bizim yöneticilerin gücünü aştı  deriz saygı duyarız.
Ama ağızlara bir parmak bal çalıp, kenarını sağını solunu süsleyip görende Gümüşhane İsviçre’ye dönüşecek türü ifadeler insanı çileden çıkartıyor.

Şu havalimanı meselesi de örneğin.
Ne gelen var ne giden.
Kaç bakan geldi, kaç bakan gitti.
Hep aynı sözü verdiler.
Destek.
Canım 40 doktor hastaneye geliyor ya, havalimanı da nedir ki?
Torul Gümüşhane arasını tünellerle deldik Ferhat’ı, Şirin’e kavuşturduk ya, varsın olmasın.
Oysa OR-Gİ bitmek üzere.
Tren yolu projesinde neler oluyor keza.
Onca tartışma oldu,
Prof. Küçük günah keçisi ilan edildi.
İhale Gümüşhane’ye kaldı ama,
Ne olacak,
Bir yerden başlamalı diye düşünüyorum.
Nedir bu projenin aslı,
Bir ucu neresi diğer ucu neresi açıklığa kavuşturulmalı.

Nasrettin Hoca hesabı dostlar alışverişte görsün görüntüsü bile yok,
‘Gelecek, geldi, geçti, geçiyor’ derken ortada bi şey yok.
Galiba Gümüşhane yanlış yapıyor,
Büyük hayalleri plansız programsız ve şekilsiz bekliyor.