Kırk yılın başında keyifli bir futbol izlerim diyorsun.
Bir tarafta Galatasaray ve Fatih Terim,
Öbür tarafta Real Madrid Ancelotti.
İstanbul’a gelen takım Real Madrid.
Ronaldo.
Geçen yıl üç tane çakmışsın,
Demeyi umuyorduk ki,
‘Bak, tesadüf değildi..’
Tv başından uzaklaştığımda RM skoru 3-0 yaptı,
Sonra baktım yarım düzine yemişiz.

*
RM ilk yarı bir elin parmağını geçmez pozisyonda Eboue efendi sırtına atlayınca RM’li futbolcunun (Isko) golü kalemizde gördük.
Ondan sonra Galatasaray çil yavrusu gibi dağıldı.
Bu skor kuşkusuz Galatasaray’ın zor günler yaşayacağının habercisiydi.
Öyle ya, tam işler rayına otururken birden Milli Takım işi çıktı.
Tüpçü başkan kimden emir aldıysa GS'ı bu dönemde zorda bıraktı,
Göreceksiniz bu tartışmalar Suriye  meselesi kadar gündemi sarsacak.
Şampiyonlar Ligindeki bu hezimet Fatih Terim’in suçu değil.
Türk basını şimdi istediği kadar kına yakabilir,
Milli Takım kurtuldu, GS çöktü.
Ha galip gelseydik iş değişirmiydi,
Elbette değişir di,
Altı golün hesabını ne Drogba, Ne sınaydır okunuşu öyle nede bi başkası verebilir,
Trabzon’dan macera dolu kaçışla GS’a gelen Selçuk’ta yeller esiyor,
Burak efendi havaya girmiş,
Şınaydırı değil geldiği günden beri karısını konuşuyor Türkiye.
Eminim başta FB taraftarı olmak üzere sosyal medyada GS ile geyik muhabbetleri başlamıştır bile,
İşte biz buyuz.
FB, BJK, TS, GS,
Bursa..
Ne fark eder hepsi.
Çapımız bu,

BJK-GS derbisi ile avunalım, yorumcular sabahın körüne kadar göbek çatlatsın.
Hiç ama hiç gözümüzdeki merteği çıkarmayalım emi,

İşte elinoğlu da sana böyle yarım düzine gol atar perişan eder rezil olursun.