Malum medyada o görüntüler yoktu.

29 Ekim günü Ankara sokakları dev hafriyat kamyonlarıyla çevrilmişti.

Neden mi?

Birinci meclisin önünden Anıtkabir'e yürüyecek bütün vatandaşlar tehlike arz ediyor...!

Anlaşılan bütün gününü twıtter başında geçiren belediye başkanının mükemmel önlemi bu olsa gerekti.

Ardından geç saatlerde CHP Genel Başkan Yardımcısı  Bülent Tezcan'a  Aydın'da silahlı saldırı haberini duyunca endişelendik.

Nereye gidiyoruz? diye sorduk kendi kendimize.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na Fatih Camii'nde yapılan çirkin hareketten sonra Artvin saldırısı, ardından Eren Erdem'in toplantısının basılması ve Tezcan'a saldırı..

Ortadoğu bataklığına giderek sıkışan iç ve dış sorunlarla köşeye çakılan Türkiye birde bu tür sorunlarla çatışmalarla bi şeylere körükleniyor.

Eh, maalesef iktidar yöneticilerinden ne yazık ki bi türlü gelmeyen sakin açıklamalar ortamı daha da sertleşiriyor.

Diyeceğimiz odur ki, iş iktidara düşüyor bir sakinlik örtüsünü ülkenin üzerine örtmesi gerekiyor...

Daha fazla çatıştırmadan, sakin bir dil kullanarak ortamı yatırtışması gerekiyor.

Türkiye sorunlarını ancak kendi içerisinde çözeceği gerçeği unutulmamalıdır

Kendi insanımızdan başka dostumuz olmadığına göre, doğabilecek tüm gerginlikleri bu yöntemle aşabileceğimiz görülmektedir.

Başta yöneticiler onun devamında siyasetçiler, onun ötesinde sorumluluk sahibi herkes bu gerginliği mutlaka dindirmek için fırsat yaratmalı ve gereğini yapmalıdırlar

Çünkü kaybeden Türkiye olmamalı

Geçmişte iç ve dış çatışmalarla çok zarar gören büyük kayılar veren ülkenin artık daha fazla üzülmeye tahammülü yok.