AKP sarsılmıştır,



AKP seçmenden ciddi şekilde tokat yemiştir.



Merhum Özal, ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişti,



AKP İstanbul’u kaybettiyse Türk siyasetteki geleceği önümüzdeki dönemde sıkça tartışılacaktır.



Sayın Cumhurbaşkanı her ne kadar ‘sipariş üzerine kabine değişikliği olmaz’! dese de, AKP’de olası bir değişim artık kaçınılmazdır



Kuşkusuz,



31 Mart sonrası oldukça gerilen ülkenin bir an önce toparlanması gerekmektedir.



Ekonomi tepetaklaktır.



2023 için bu kıskaç AKP’nin korkulu rüyasıdır.



Merhum Demirel’in dediği gibi,



Tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur.



 



AKP, tüm uyarılara rağmen ekonomi başta olmak üzere tüm politikalarında başkanlık sistemini yürürlüğe koyulduğu günden beri hata üzerine hata yapmıştır.



Şaşılmayan tek şey ise parlamenter sistemin yeniden gündemin ortasına düşebileceği tartışmalarıdır.



Sözün kısası yenilmez denilen Erdoğan hem de iki kez seçim yenilgisi alarak ciddi bir kayıp yaşamıştır.



Peki, İmamoğlu ne yapmalıdır?



Son da söyleyeceğimizi başta söyleyelim…



Sayın İmamoğlu İstanbul’a verebileceğinin en iyisini vermelidir.



Verdiği sözler zaten hazır kıta bekleyen malum kesim tarafından titizlikle takip edilecektir.



Bir kez sendelemeye görsün hemen koro halinde ’Bak.. Gördünüz mü’? Eleştirileri sıralanacaktır..



Bir şey daha,



Ekrem beyi şimdiden 2023’ün CB adayı gibi göstermek gerçekten büyük tehlikedir.



Nasıl diyelim kıspeti giyip er meydanına daha yeni çıkan İmamoğlu milyonları peşinde sürüklese bile aşacağı siyaset yükü bir hayli fazladır.



Tek avantajı her kesimden oy alarak büyük güven kazanımıdır ki, geleceği açısından kendisine bu gerçek büyük bir moral sağlamıştır.



CHP’li yöneticilerine düşen görev ise başta İstanbul yönetimi de buna dâhildir İmamoğlu’na yerel yönetim de başarı sağlaması için gerekli kolaylığı göstermesidir.



Biraz daha detay vermek gerekir se,



Efendim biz başardık, yendik, İstanbul bizim havasına bürünülürse hizmet dili, ideolojik fraksiyonlara teslim olursa rüya çabuk sona erecektir.



Bu dil, kuşkusuz İmamoğlu popülaritesinin de çabuk sönmesine sebebiyet verecektir.



Kaş yaparken göz çıkarmak bunun en basit anlatımı ve de izahıdır.



Halka dayalı hizmet, kabul edelim ki 2002 AKP havasının getirdiği bir olumlu etki İstanbul’da kendisinin iktidarını nasıl güçlü kıldıysa sayın İmamoğlu bu gerçeğin üzerine hayli hayli eklemelidir.



23 Haziran başarısının şifresi ortak akıl ve dildir



CHP, İmamoğlu ve destekçileri bu gerçeği asla unutmamalıdır.