Seçmek, seçilmek demokrasinin mayasıdır..

Seçilmek isteyen oy ister,

Seçen oyunu verir..

Beş yıl sonra hesabını sorar…



*



Düşünelim,

Türkiye son 69 yılda kaçıncı seçimine gidiyor?

Doğrusu saymak zor.

Baktığımızda temelinde hep kavga var, uzlaşı yok.

Acı var.

Üzüntü var,

Sıkıntı var.



*





Gelelim 31 Mart’a

Burada dünyanın sonu yok.

Kim derdini daha iyi anlatırsa,

Halka hizmeti vereceğine inandırırsa,

Yarışı o kazanır..



*





İstanbul, Ankara, İzmir malum gözde şehirler

Yerel yönetimler bir bakıma ülke geneline tutulan projektör gibidir.

Yerel de hedefe ulaşanlar,

Genelde de gün gelir hâkim olur.

İşte Sayın Cumhurbaşkanı başarılı belediye başkanlığından Başbakanlığa, sonra Cumhurbaşkanlığına,

Demirel,

Barajlar krallığından Cumhurbaşkanlığına,

Ecevit,

Köykentten toprak ekenin su kullananın deyişinden,

Başbakanlığa..

Bir bakıma,

Yerel seçimlerin önemini gösterir, yol haritasını çıkarır.



*





Yapılmayan yol, getirilmeyen su, toplanmayan çöp, düzeltilmeyen yerleşik saha, yeterince sosyalleştirilemeyen mahal, daha fazla yapılmayan yeşil bir çevre

Yerel seçimlerde söz sahibi olanları bir dahakine zor durumda bırakır

Hele milyon nüfuslu şehirler söz konusu olunca

Ne dedik?

Seçimi kim kazanır?

Reklamı olan değil, seçmeni inandıran elbette.