Hoca eşeğine binmiş,
Çarşıya gitmektedir.
Köyün çocukları etrafını sarar, kendisine düdük alması için ısrarcı olurlar.
Hoca çaresiz herkese olur der.
Yalnız içlerinden bir çocuk,
Parayı uzatır kendisine düdük almasını söyler.
Hoca akşama doğru pazardan dönerken yine köyün çocukları etrafını sarar ve istedikleri düdükleri vermesini isterler,
Hoca heybesinden sadece para veren çocuğa düdüğü verir ve etrafındaki çocuklara dönerek:
‘Parayı veren düdüğü çalar’ der.
Bu hikayeyi bilmeyen mi var.
İnsanoğluda böyledir,
Nalıncı keseri gibi hep kendine yontar.
Nasıl olsa yazıyor,
Nasıl olsa arıyor,
Nasıl olsa istemiyor.
Hani düdük bekliyorlar hep birlikte…
Oysa heybede düdüğün bir tane olduğunu biliyor aslında.
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar