1970’li yılların özgürlükçü söylemi, üretmek fiilini sık sık kullanırdı.
Dünyadaki kimi dalgalanmaların en tepesindeki bu güçlü ifade, belli çevreleri rahatsız etse de altında yatan gerçek hiç değişmedi.
*
Üretmek gerçeği dünya eksenindeki kimi değişimlere ayak uydurmak zorunda kalsa da temelindeki akılcı gerçek hiç yadsınmadı, devam ediyor.
Bugün bile hala ekonomistlerin en baba söylemi gelir gider dengesindeki ölçütü üretmek ve pazarlayabilmek fiiliyatından geçirmektedir.
Yani denge torisini, ne üretiyorsun ne kazanıyorsun ve de ne kadar tüketiyorsunla kurmaktadırlar..
*
Bu kısa iktisadi tanımın ardından aslında sık sık ticaret erbaplarının dillerine pelesenk ettiği kalkınma sözcüğünü sacın üzerinde evirilip çevrilen yufkaya dönüştürmektense üretimin temel bir etken olması gerçeğini unutmamak gerekir.
*
Varsayımlar üzerinden verilen her sözcüğün duvara çarpan ses misali sadece yankı yapacağını da unutmamak kulağa küpe olmalıdır.
*
Kendi adıma söylüyorum üretemiyor ve mesajı muhataplarına iletemiyorsam ve bu verdiğim mücadele herhangi bir sonuca ulaşmıyorsa demek ki akıntıya kürek çekiyorsunuzdur… Toplumdan gelen sesi muhataplarına iletmiyorsam işimizi iyi yapamıyoruz demektir.
Ya da bir yerlerde eksik yaptığımız yetersiz kaldığımız gibi de bir durum mevcudiyetini korumaktadır sanılır..
*
*
İşte üretmek kavramı da budur aslında, farkı ortaya koyabilmektir.
Zaten farklı olacaksanız ki, bu ayrıntıyı süzmek zorundasınızdır ve sizi siz yapan özellikte böylelikle öne çıkar, ilgiyi artırır.
*
Gelelin ne anlatmak istediğimize,
Bir süreden beri Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde üreticilerin şehrin önemli damak tadı olan kuru fasulyenin ellerinde kaldığına dönük haberleri sizlerle buluşturduk..
*
Bir bakıma okur kuru fasulyenin akıbetini merak etmese de, dediğimiz gibi belki muhatapları yada bu konuda bi şeyler yapabileceğine inandığımız değerlerin çok daha fazla çıkan sese kulak vereceği ümidini taşıdık..
*
Şunu soralım…!
Ekmek, üretmek, yetiştirmek kendi yağı ile kavrulmak gerçekte olmamalı mı?
Tarım diyoruz, hayvancılık diyoruz adeta üs bölgesi konumundaki Gümüşhane’nin bu konudaki potansiyellerinden söz ediyoruz..
*
Sadece Gümüşhane değil her bir bölge ürettiği kendi değerlerini katma değer olarak sunduğu anda ilerlemenin kalkınmanın, refah payının artacağını söyleye söyleye dile getiriyoruz,
Hepsi bu.
*
Hey hat!
Çiftçi de diyor ki;
Kurufasulye geçen yıl rekolte üretim gösterdi,
Kooperatif almadı..!
Kısmi alımların sonrası kimse ilgi göstermedi
*
Peki, Gümüşhaneli üretici kuru fasulyeyi bu derece de pazarlayamazken ümitlerinin kırılması doğru mudur?
Doğrusu elbette buna herkesi ikna edebilecek cevap verecek muhatapların olduğunu umut ediyoruz.
Diyor ki çiftçi, artık kuru fasulye ekip ekmeme konusunda kararsız kaldık, kuru fasulye 2021 yılı itibarıyla ekilmeme noktasında kuvvet kazanıyor.
*
Böylelikle akıllara gelen şu soru da belirginleşiyor,
Çiftçi elindekini satamadı ki, kuru fasulye eksin
Alım yok, soran yok
Öyleyse kabahat kimin?
Eken de mi, hal hatır sormayanda mı?
*
Çiftçi karar bile değiştirmiş;
Arazimde artık buğday ektim en azından değerlendirip cebimize üç beş kuruş harçlık girsin diye bakıyoruz.
O da kötü bir şey değil tabi ki ekilecek bir bakıma kuru fasulye değil de arpa.
*
Bizim burada dikkat çekmek istediğim nokta Gümüşhane kendine özgü olup bitene neden bu derece ilgisiz yada çözüm noktasında duyarsız.
Başa dönelim istersek üretmekten söz ediyoruz,
Alın terinden, daha büyük ne olabilir diyoruz,
Bir şehrin olmazsa olmazı tarım diyoruz.
*
Hepsini bir araya topladığımızda ortada kalan çitçinin ekip ekmeme konusunda kararsızlığa düştüğü kuru fasulye gerçeğini görüyoruz.
Sonra büyükşehirlerin ortasında alabildiğince pahalıya yiyoruz.
Aklıma gelen şu güzel anımsama ile sözlerimi tamamlayayım
Herkes haklı ise sorun yok demektir..Yanlış zaten çözülmedi ki..
*
Ancak sorun çözülmemiş ve hala haklılık payı aranıyorsa buradaki en ince çizgi hepimizin hala o eksikliğimizi ortadan kaldıramadığımız yönüdür.
*
Bir taraftan herşeyin toz pembesini çizip diğer taraftan elimiz kolumuz bağlı oturmakla da sadece dediğimiz gibi sesimizin duvara çarpıp yankı yapması gerçeğinden öte elde edemeyeceğimiz hiçbir şeyin olmadığını anlamamızdır.
*
Çiftçi kardeşlerimizin bu yöndeki serzenişi de haklı görüyorum.