Seçim,  eğlence.
Düğün, dernek.
Yemek, sohbet, komedi.
Niye hep aynı yalanlar?
Neden hep aynı karakterler?
Başkası yok mu?
Başkası olmaz mı?
O da konuşsuz, sohbet etsin, o da lider olsun, onu da kanıksayalım…
Çalınan kavalın, dillendirilen cıvık söylemlerin adresi belli zaten.
Bırakın arkadan geleni de dinleyelim.
Belki bizim insanlığın duvarına da kazınır bir şeyler..
Bir şeylerin kabuğu kırılır.
Sen sen ol hep iyilikten, değişimden yana ol.
Güzel, mükemmel, olması gerekeni ara.
Sırt çevirme, yüz çevirme,
Eninde sonunda su akacak ve yolunu bulacaktır.
Değişimden, gelişimden yanayız.
Hepimiz adına,
Bilindik görüntülerden sıyrılıp, bilindik doğrulara doğru gider bu bakış,
Onun içindir ki, hep aynı yalanlar, hep aynı karakterler, hep aynı sözcüklerin raftan kaldırılması gerekiyor.
Çünkü bir yararı yok,
Ne kendine
Ne de bir başkasına..
Tartışılan, düşünülen, ortaya konan ne varsa hep aynı olmamalı,
Hep aynı teli çalmamalı,
Bakıyorum da, sabun köpüğü gibi insanoğlu,
Gücü yok,
Gücü yok çünkü arkası belli,
Kendi ayağı üzerinde duramadığından,
Kaybolmaya mahkûm.
Bir şeyler arıyor kendince,
Avutuyor kendini,
Kendini avutmayı, başkasını kandırmak sanıyor,
Öyle mutlu oluyor,
Öyle mutlu olunca da, hadi ben bu işi başardım sanıyor,
Ne acıdır ki aslında yok öyle bir şey,
Koca yalan öylece bize doğru bakıyor..