Canım sıkıldığında dağları düşünürüm,
Özgür esen rüzgara veririm sol yanımı..
Çok ötelerde kundakta ağlayan çocuğun sesidir beni titreten..
Adı konmamış vefasızlığın resmini çizdiğimde,
Yanıbaşıma alırım kör bıçağı,
Tek atımlık martin misali öfkem,
Savurmaya hazırdır.
***
İnsanoğlunu anlamaya çalışırım çoğu zaman,
Bir sönüp bir yanan fener gibi uzaktan vurur tebessümü
Aldanmam..
*
Kendimi yanlız hissettiğimde,
Şaha kalkmış dalga olurum kimi zaman
Bir mısır tanesi kadar sevgi dalgasının yaklaştığını görünce mutlu olurum.
Ağrı, Toroslar, Kaçkar benden korkar.
Elimden kayıp giden kum misali dostluklara takılmam,
Yüreğim kanasa da içime atarım biriktirdiklerimi..
**
Sevgiyi, saygıyı çözmeye çalışırım bir zaman,
Unutulan az söylenmiş mutluluk sözcükleri sıralarım tek tek,
Yağmurun cama bıraktığı izler gibi dostlarımı ararım bir zaman,
Kayıp gitmesinden korkarım samimiyetin
Öfkelendiğimde olur çoğu kez...
**
Buğday sarısı tarlaları bir o yan bir bu yana seren rüzgarın uğultusu gibi dinlerim öfkemi,
Bir tırpan beklerim dindirecekl
Bir vefa beklerim sırtında taşıyacak sevgimi,
Kör olmuşçasına çıplak kalmış dostlukların arasında yürürüm yalnız..
*
Ben hep dostlarımı aradım samimiyetin doruğunda,
Mevsim kış, yaz, sonbahar olmuş fark etmez,
Kimi zaman düşlerini düşlerime yordum sevdiklerimin,
Bir toz zerresi kadar kalıcı olsun istedim omuzuma atılan elin varlığını,
Koca dünyanın toz pembe isteklerini şu bedenime sarmak istediler kimi zaman!
İstemedim..
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar