Sevdanın türküsünde ayrılıklar yaşanır, yalnızlıklar ayıklanır başı dumanlı düşüncelerin, bir gurbet başlar ömrünün geri kalanında, sıla hasrettir, ölüm hiç gelmeyecekmiş gibi beklersin ama kapını çalar.
Bu diyarların türküsü çoktur, türkülerin dilinde ömrün vefa ettikleri yatar, hasret bir pranga gibi sarar seni. Bir el salladılar şimdi yanından, başıboş giden bir hayatın nerede duracağı belli değildir, sen hesap yaparsın tek tek oysa kader ağlarını ilmik, ilmik örmektedir.
Bizim ellerin en çok görünen yüzü hasrettir. Hasretin kabı sığmaz hiçbir yere, çoğu zaman ağlarsın bir ses duymak istersin, seni teselli eden, teselli arayan ise seni bekler ömrün geri kalanındadır.
Ağacın dalı, göğün mavisi, derenin akarı bunları sayıklıyorsun şimdi sadece, sürekli diline pelesenk olmuş yalnızlık kaderin değildir, söz etme dur, sadece geleceği düşün düşündükçe akan duyguların en son durağı gönüller olsun. Orada kalacağın yerler var, en lezzetli ekmek gibi tadacaksın lokma, lokma ve çiğneyerek. Bugünün kayda geçenleri sevgidir sevgiden yana olanların durağı ise gönüllerdir, gönüller sana açar ellerini dua bekler gibi hep ümitlidir.