Hava soğuk. Gümüşhane bildiğiniz gibi. Ayakta zor duruyoruz, ortalık buz. İşte bu toprakların çocuğu olarak memleketindeyim. Az çok bizi sevenler de var, baktım gördüm ki, özlenmek güzel şey, hasretle sarılmak böyle bir şey olsa gerek. Yo, yo methiyeler sıralamak için değil bu söz. Bu insan benim insanım, bu sımsıcak yürekler benim şehrimin kalp atışları. Sevgiden büyük bir sözcük yok. Samimiyetle elinizi uzatınca ortaya bu sözcük çıkıyor. Kar, kış, kıyamet! hani diyorlar ya Gümüşhane’nin 3 G’i aynen öyle be kardeş! Gümüşhane’de şu sıralar neler konuluşup, nelerin tartışıldığını sizler bizlerden iyi biliyorsunuz. Ne ki bu şehrin kronikleşmiş yaralarına mutlaka merhem çalmak gerek. Benim memleketimin eski köye yeni adet misali yeni birşeyler duymasına gerek yok. Ben çünkü o çevremi saran insanların yüzlerine baktım önce huzur ve birazcık ta ekonomik rahatlık bekliyorlar. Ben gazete sahibi bir kişi olarak tarafsızım. Fırsatını buldum, hemen körü körüne vurmak yoktur bizim kitabımızda. Hele fırsatçılık hiç. Lakin bu şehri birazcık dinleyiniz dostlar, bu şehri birazcık önemseyiniz. Daha iyisini yapabiliriz. Bu şehir yapabilir. Dostlarıma teşekkür ediyorum. Uzun süredir gelmediğim Gümüşhane’yi görmekten gerçekten mutluluk duydum. Yazar Hayal diyor ya, dağların avucundaki şehir Gümüşhane ben bu kez karların arasındaki Gümüşhane’yi gözlemledim. Elbette ben de saklı kalması gerekenler de var. Tabi ki, bu sayfa yeri değil. Onu daha iyi bilenler bulsun.   Dostlarıma sımsıcak selam olsun.. Bir bardak çay da; bir dilim ekmek te; bir küçücük tebessüm de Gümüşhane’yi koklamak iyi geldi be, TEŞEKKÜRLER DOSTLARIM..!