Her hikâyenin bir sonu vardır
Ben hep şuna inanırım: ‘Karlı dağ isen de eğil başından geçsinler!’
Kolay değil çeyrek asrın yarısı bu memlekete hizmetle geçti,
Günahıyla, sevabıyla,
Tabi ki yolun bir de sonu var.
Yorgunluk var.
Artık paslanan dişliler var….
Bir takımın her zaman kazandığını, bir futbolcunun her zaman aynı formda mücadele ettiğini, bir manavın hep taze meyve sebze sattığını göremezsiniz!
Kaderdir bu, yazgıdır.
Değişmeyen hayatın kuralıdır.
Sonunda kaybetmekte vardır.
Nitekim;
1950 yılında Demokrat Parti’ye karşı hezimete uğrayan İnönü eşi Mevhibe İnönü’ye, ‘Çankaya’nın basamaklarından benimle inmeye hazırmısın?’ demiştir.
Birileri yavaş yavaş inmeye başladı,
Emir geldi,
Keşke böyle olmasaydı,
İşler gittikçe sarpa sarıyor,
Sorunlar ağırlaşıyor
Hani hep şu Kemalist cumhuriyetten şikâyetler ediliniyordu ya,
Gerçekte mumla aranılıyor..
Yani;
Bu devletin, cumhuriyetin, rejimin temeli sağlam,
Vidaları gevşemeye başlayınca,
Kayan kendisi değil birileri oluyor.
Tarihte böyleydi bundan sonrada böyle olacaktı.
Bu hikayenin sonunu görüyorum,
Hislerim beni hiç yanıltmadı,
Keşke dememem lazım biliyorum ancak,
Keşke böyle olmasaydı..
Diğer Yazıları
Çok Okunanlar